0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
80
Okunma
Yollar yine sessizdi, ben yine adımdaydım
Ne gölge düşüyordu önüme ne benliğin dar sesi.
Her adımın ardında, senden başka bir iz yoktu
Toprağın dili bile benim değil, senin nefesindi.
Yürüdükçe anladım; gölge, kalbin ağırlığıymış
Kalp hafifleyince adım, adım olmayıp duaya dönermiş
Karanlık, yüzünü bana değil, içimdeki benliğe gösterirmiş
Sen yüzüme vurdukça nurunu, gece benden utanırmış.
Bir kıvılcım gibi düştü içime senin sessiz çağrın,
Hangi adımı atsak, aslında sen atarmışsın.
Biz sadece yürüdüğümüzü sanırmışız
Oysa yürüyen, bizdeki teslimiyetmiş.
Rüzgâr hafifledi, ağaçlar eğildi, yollar genişledi,
Bütün varlık, gölgesizliğin sırrına şahitlik etti.
Ardımda bırakmadığım iz,
Önümde açılan kapının anahtarıydı.
Gün döndü, zaman daraldı, kalbim genişledi
Her nefeste senden bir isim,
Her esintide bir remiz belirdi.
Gölgesiz yürüyenler anladı ki
Hakikat, adımda değil; adımın yokluğundaydı.
Bir serinlik dokundu ruhuma,
Ne zamandan geldiğini bilmediğim bir sesle.
“Yürü,” dedi, “yol seni değil, sen yolu tanıyacaksın;
Tanıdıkça gölgen değil, gönlün çoğalacak.”
Toprak bile hafifledi ayağımın altında,
Sanki adımımı değil, teslimiyetimi taşıyordu.
Bir adım daha atınca fark ettim
Ben yolda değil, yol bendeydi aslında.
Her adımda içimde bir perde kalktı,
Her perdede bir gölge kayboldu.
Benliğin karanlığı değilmiş korktuğum;
Onu aydınlatamayan yürüyüşüymüş meğer.
Yürüdüm, çağrının izine doğru
Beni bana unutturan o sessiz nurun peşine.
Bir kez daha öğrendim
Gölgesiz yürümek, benliği gömmek değil;
Meğer hakikati diriltmekmiş.
Gökyüzü çöktü üzerime değil, içimde yükseldi
Her yıldız bir adım,
Her adım bir hikmetti.
Karanlık yakamı bırakınca anladım
Seninle yürüyen,
Zamandan da karanlıktan da eminmiş.
Ve nihayet bir duruşta sezdim
Gölgesizliğin en derin anı, adımın bittiği yermiş.
O yerde yürüyen ayak değil, sır;
Gören göz değil, gönülmüş.
Yolun sonunda değil
Yolun her anında vardım sana,
Çünkü varmak, bir anda değil
Her anda yeniden başlamaktı.
Gölgesiz adımların öğretisi buydu
Yürüyen ben değil, bende tecelli eden sendin.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(19 Kasım 2025)