1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
106
Okunma
Buralardayım;
göğe yaslanmış o inatçı renk çağırıyor beni
kömürün karanlığıyla, karın beyazıyla
iki ordu gibi çarpışan bir sessizlikten geçiyorum.
gözlerimde donup kalan ışık,
ölü bir yıldızın son parıltısı gibi
yolumu aydınlatmaya çalışıyor.
ama gök, bazen kendi evlatlarını bile unutur.
tahta sandıklar…
zamanın baltasıyla yarılmış
bin yıllık anılar taşır gibi.
içlerinde senin sevdiğin kırmızı güller var,
ve ben
bir savaşçı gibi
o gülleri gözden çıkarıyorum;
çünkü her biri, kalbime saplanan birer hatıra oku.
rüzgârda yüzümü şaşırtan kuşlar,
söğüt yapraklarına saklanmış.
sanki doğa, bir ordu gibi geri çekiliyor
benim içimdeki fırtınadan.
suyun kirlettiği toprak kadar hüzün yüklenmiş bir kadınım.
bu aşk,
içinde yenilenlerin çok,
kazananların hiç olmadığı bir destan.
sen de biliyorsun.
ve uzun zaman oldu
senin sokağınla ayaklarımı barıştırmayalı.
şimdi o sokak,
yitik bir krallığın haritası gibi duruyor içimde:
dönmek istiyorum;
ama her adımım,
bir önceki savaşın yankısını taşıyor.
19-11-2025
İST
5.0
100% (5)