1
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
279
Okunma
Sarı ırmaklar mavi turnalar
Ve kalbi perdelenmiş pencere kenarları
Yorgunuz gözlemekten
izlemekten son düzlüğün dehlizlerini
Bin adım atıp duruyorum
İleri bakmak hüzün getirirken
Geriden hikayesi belli bir kırmızılık seçiyorum
Akşam olmuş
Yamaçların rüzgarları, siyah çalan atın sırtında
Yetmedi
Koşmak
Ve yine koşmak
Nal izleri düş izine mühürlüyken
Aşka gökyüzü rengi bakmak
Kızıl ötesi gönlün gün batımı halimiz
Yarım ay seç kendine sevgili
Ürkek, korkulu ve çırpınan kuştan hatıratı diye
Birden büyük bir sayı hatırlamıyorum
Kıblesi iki olan bir din
Ya da buluşmaları uzak olmayan aşklar
Hepsi gölgesi bile olmayan tekler diyarından
Dokunmayın papatyaların ilkine
İlk şiirini yazana hürmet beslediğimiz kadar yolcuyuz
Lef-i mahfuz derken tüm levhalar
Nihayetinde
Elinde tualinle rüzgarın kamçısı adın
Boyama göğümü mavi körken ben
Yeterince karanlık değil mi?
Üstü başı parlak giyinenlerle aşk
Yaşamayla hallice olur şiirler
Her dörtlüğün yaşanmışlığı ve yaşlanmışlığıyla
Uçurum seçmeye benzer gururlu zambaklar
Kalın duvarların üstünde acılı bekleşmeler
Belki
Bizim kadar lavanta koklayan olmamıştır
Bahçenizden kolayca gitmeyecek bu adam
Ve yine bu adam
En sevdiğin çiçeklerin gölgesinde
Kışa set çekecek
Üşümesin diye ellerin...
5.0
100% (4)