3
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
172
Okunma
Kız Kulesi,
Bir akşam vakti Galata’ya küsmüş
Sular boynunu sararken
Martılar bile barıştıramamış onları.
Boğaz, ince bir sızı gibi İstanbul’un omzuna akmış,
Şehrin yanakları üşümüş
Bir güz rüzgarında.
Üsküdar’ın minareleri titremiş,
Ezanlar bile mahzun okunmuş,
Çünkü bir sevgili,
Söz verdiği saatte gelmemiş.
Surlar, yorgun bir ihtiyar gibi
Gözlerini Marmara’ya dikmiş;
"Ne çok bekledim" demiş,
"Bir bakış, bir tebessüm için..."
Taksim’in kalabalığında
Adımlar birbirine çarpıyor
Ama herkes kendi yalnızlığını taşıyor
Sevda, bir tramvay rayına sıkışıp kalmış,
Çan sesiyle birlikte uzaklaşmış.
Ve ben,
bütün bu şehrin dilinde
senin adını duydum.
Her taşın altında bir sır vardı,
Her kapının ardında bir dua,
Ve her köprüde,
Bir yarım kalmış kavuşma.
Ey aziz yâr!!
Aşk bazen bir sokak lambası gibi yanıyor,
Bazen bir yağmur damlası gibi düşüyor
kaldırım taşına.
Ama her defasında şehri uyandırıyor,
Ve biz farkında olmadan
Birbirimizin içinden geçiyoruz.
5.0
100% (7)