7
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
116
Okunma

"Zarifoğlu’na Yazılan İnce Bir Dua"
Bir kapı araladım bugün,
Kelimelerin omzunda uyuyan o çocuk sesine vardım.
Sen miydin orada,
Dünyanın bütün gürültüsüne rağmen
kalbin en dipte sakladığı o sükûtu koruyan?
Bir rüzgar esti sonra,
Saç tellerime kadar dokunan bir mahremiyet getirdi.
Sanki sen,
Kendi içinden geçen bir kuşun kanadını dinleyen adam,
Gözlerimin içine eğilip
Sabret, kalbinin içi henüz bitmedi der gibiydin.
Ben ki,
Gecenin paslı anahtarlarıyla kapı açan bir yolcuyum
Senin dizelerinle büyüdüm,
Düştüm, kalktım, yine düştüm,
Ama her defasında
Bir kelimenin omzunda taşıdın beni.
İçimde bir dağ var şimdi,
Karları geç soğuyan, zirvesi çocuk gülüşleriyle dolu.
O dağın yamacında senin bir cümlen duruyor:
"Yürek, Allah’a dönerse ağırlaşmaz."
Ben o cümlenin önünde
Ayakkabılarını çıkarıp dua eden bir yolcu gibiyim.
Zamanın en kırık yerinden bile
Bir ışık sızıyorsa,
Biliyorum,
Senin dizelerinden geçmiştir.
Ve ben,
Bu dünyaya biraz daha iyi bakıyorsam
Sebebi sensin,
Kırılganlığıma rağmen hâlâ inanıyorsam,
Sesini duyar gibi oluşum bundandır.
Keşke…
Evet, keşke görebilseydim seni.
Bir kere.
Sadece bir kere.
Belki sessizlikten bir selam verirdin,
belki "iyi ol" der gibi
omuzlarıma hafif bir rüzgâr bırakırdın.
Ama olmadı.
Olmadı işte.
Sen geçmişin güzel tarafında kaldın,
ben şimdinin yorulmuş tarafındayım.
Aynı zamana denk gelmedik,
aynı çağa düşemedik.
Yine de bil
Öyle gürültüsüz, öyle gösterişsiz,
sadece kalbimin en sakin köşesinde
adı şiire karışmış bir insanı sever gibi…
Ve şimdi,
sen orada zamansızlığın güvenli yerinde
ben burada yarım kalan hayalin kıyısında
duruyoruz.
Ama sen her okuduğum dizede
bir anlığına geri geliyorsun,
ben de o an
seni hiç görmemiş bir insanın
Sadece dizelerinle
nasıl bu kadar sevebileceğini yeniden anlıyorum.
Sen öyle bir iz bıraktın ki,
Ben ne zaman kalbimi dinlesem
Orada senin yürüyüşünün
ince bir tınısı var hâlâ.
5.0
100% (10)