Törenin Gölgesinde Bir Aşk

Sevgilim,
Şimdi seni düşlediğim bir rüyanın derinliğinden gözlerimi açtım.
Karanlık ve sensiz bir şehrin odasında, seni düşünmekteyim.

İçimde biriktirdiğim duyguların tek masumiyetini,
Dağ yamaçlarında dokunduğum papatyalarda hissettim.
Masum gelincikler boynunu bükmüş,
Cıvıl cıvıl bahar coşkusu…
Bir çobanın kaval sesinden yükselen özgürlük melodisi…

Yürürken bir dilek ağacı ilişti yorgun gözlerime.
Hiçbir dileği gerçekleşmemiş,
Onca dalına bağlanmış rengârenk yazmalar…

Nasırlı ellerim, toprağın kokusu,
Bir türkü duyuluyor o uzak yamaçlarda…
Sanki bir yürek yırtılmış bağrında,
Göğsünü gere gere beni içine alan o ezginin zenginliği…

Yokluğunda açıldı bin yaram, dercesine.
Tütün kokan bir ovanın heybetine vuruldum.
Dilimde o ezginin hissi,
Bedenimi sarmış.

Sanki tüm âlemle düşman kesilmişim seni hissettiğimde.
Senden çok uzaklarda,
Herkes bana düşman olmuşken,
Bir türkü yakar bağrımı.

Sen bir kere oldun,
Ben doksan dokuz kere…
Sesini duymak yasak,
Seni görmek yasak,
Gözlerine bakmak yasak.

Böyleymiş töreler…
Sen şimdi ellerin oldun,
Ben tutsak bir kalbin esiri.

“Düz değildir yar, düz değildir.
Nice güzeller sevdim, hâlâ gönlüm sendedir.”
Oy aman aman…
Burası Adıyaman.
Seni sevdiğimde, tüm âlem düşman kesilir bana.
Feryat figan sarmış her bir yanı…

Dilim artık sesini kaybetmiş,
Tüm cümleler yabancılaştı bende.
Başım gövdeme ağır geliyor artık.
Ne varlığında sevebildim, ne de yokluğunda…

Bu bir kara yazıdır nice insanların,
Yaşayan ölüler gibi oldukları…
Sevginin, mutluluğun
Sadece büyüklerin iki dudağından çıkan seslerle
Hayatımıza dayatıldığı…
Ve “kader” deyip boyun eğdiğimiz…

Ne Ferhatlar, ne Keremler,
Ne Mecnunlar vardı sevdiklerine kavuşamayan…
Seni de imkânsız yapmışlar bana.

Burası Adıyaman.
Medeniyet beşiği…
Mezopotamya’nın göbeği…
Sırma saçlarını, kara kaşlarını,
Güzel gözlerini kaybettiğim şehir…

Ne istediler körpecik nergis bakışlarından?
Töreymiş… Alın yazısıymış…
Yerin dibine batsın sevginiz de, töreniz de, yazınız da!

Keşke hiç uyanmasaydım,
Seninle birlikte olduğum o rüyadan…

Sen yoksun artık.
Sadece boynu bükük gelincikler,
Solmuş papatyalar,
Gözleri dolmuş nergisler var…

Mehmet Bildir
12.07.2024