5
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
202
Okunma

biz kendi ellerimizle açtık bu yaraları
insanlık diye açtık kucağımızı
koynumuzda yılanları beslemişiz bilmeden
sessizce gözlerimizin önünde büyüdüler akrepmiş görmedik
biz insandık, bilemedik ki…
o gün o acıyı meğer biz çağırmışız
tırnağımızla dizdiğimiz o taş duvarları kendi ellerimizle söktük
her düşüş kalbimizi sarsarken
duvardaki çatlaklar yüzümüze tokat gibi fısıldıyordu anlamadık
gölgemizde büyüttüğümüz o insanlar
o zehirlerini bağrımıza bırakanlar
bizse sadece sustuk,
gözlerimiz donuktu
çocukların sessizliğine alışamadı kulaklarımız
sin sin ediyordu her yer, içimizde bir sızı
ihaneti alkışlamışız biz
kendi ekmeğimizi koyduk şeytanın terazisine
her adım geri döndü, bir ağıt gibi
her kurşun bize dönüyordu
her yangın yüreğimizi kavuruyordu
duman yine bize dönüyordu
içimizde kalanları da ölüyordu sessizce
suskunluğumuzun bedeli
mezar taşlarında yazılıydı
her düşüş, her sessizlik
çocukların uykusuz gözlerine yansırken
yarınlar ümitsizlik vaat ediyordu
bizse kendimizle hesaplaşıyorduk
şimdi kendi evini yıkan bir millet gibiyiz
kendi ayağına kurşun sıkmak gibi
ve hala soruyoruz,
biz neden düşüyoruz diye
o ateşi biz yaktık
o zehri bağrımıza biz bastık
ve hala içimizde hissediyoruz
kaybettiklerimizin ağırlığının acısını
o taş elimizden düştüğünde
gölgesi üstümüze çöktü
biz yinede ayağa kalktık
ellerimiz kirli gören gözlerimiz ise kördü
ve evimizi hala
o kirli ellerimizle yıkıyoruz.
*
Mehmet Demir
14923
5.0
100% (8)