1
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
31
Okunma

gecenin en dip yerinden sızan bir uğultu vardı,
ama adı yoktu,
kimseye dokunmuyordu,
ama benden bir parçayı gizlice söküp alıyordu.
her boşluğun kendine ait bir ağırlığı olurmuş meğerse,
omzuma çöken bir taş gibi değil,
ancak ruhumu yırtan görünmez bir çizik gibi.
bütün sokaklar içime akıyor artık,
her kapı eşiği bir mezar gibi.
her gölge beni tanımayan bir suçlu gibi,
arkamdan yürüyordu.
bir ses kırılıyor içimde,
belli belirsiz,
karanlığı bile ürkütecek kadar sessiz.
duymak istemediğim ne varsa
tam da orada duruyor.
sanki hatırladığım her yüz
yavaşça siliniyor gölgemin yamacında,
bir tek karanlık biliyor kaldığım yerleri,
bir tek karanlık saklıyor eksikliklerimi.
suya eğiliyorum,
yüzüm yok;
yalnızca dalganın karanlık gölgesi,
yavaşça geri itiyor beni.
zamansa adeta kırık bir camın üzerinde sürünüyor,
her saniye bir çizik daha bırakıyor
içimin görünmeyen karanlık duvarlarına.
bir ses arıyorum sadece bir ses,
senin olabilir,
benim olabilir,
ya da hiç kimsenin.
oysa karanlık hep aynı cevabı fısıldıyordu
o ses hiçbir yerden gelmiyor.
anlıyorum ki düşen bir ben değilim,
dünya çökerken altında kalan
yalnızca ben olmayacağım
Mehmet Demir
81223