5
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
59
Okunma

akşamları şehrin kubbelerine düşen narin bir gölgedir
sarayburnu’ndan esen rüzgar
denizin tuzuyla karışıp
eski zamanlardan bir masal taşır
bizse her gün, çınar altlarında
devranın neler götürdüğünü konuşurduk
kah bir yangının izini
kah bir sarayın sessizliğini
kah bir dervişin iç yangınını işlerdik kelimelere
insanın nefsi büyüdükçe
gölgesi uzar, yüzü kararıyordu
bir sözün hilesi
bir ticaretin haramı
nice gönlü viran ediyor
nice haneyi yıkıyordu
çarşı sokaklarına karışmış riyakar bakışları tanırdım
kimisi selamı süs gibi taşır
kimisi sözü altın gibi satar
ama kalbi taş gibi soğuk bırakırdı
edep, artık gözyaşlarını döker
ama kimse o gözyaşlarını görmezdi
bir zamanlar okunan hikmetli sözler
modern gürültüde kayboluyordu
bazen sükut ettik biz,
çünkü konuşmak ağır gelirdi
anladık ki insanlık,
bir kişinin kalbinde bile üşürse
bütün cihan titrer
biz göğün altındaki bu koca devleti
bir dua gibi taşırken omuzlarımızda
aslında şunu öğrendik ki.
bir devlet yıkılmadan önce
kalpler yıkılır sessizce
kimse anlamaz
kimse duyamaz
kimse sahip çıkmaz
*
Mehmet Demir
91223