0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
184
Okunma
Sabah mı oldu, reng-i kül mâteme bürünmüş bulutlar,
Sâatler sükût etmiş, ummân gibi taşar gözden yaşlar.
Ufuktan şu sis dumanı dağılır mı birazdan?
Yâr gelir mi görünmez yolun yamacından?
Bir ‘ömr-i giriftâr yazılmış bana her an,
Yolların nihâyeti var mı hicrân-ı cân?
Kâfileler geçer, sedâm erişmez sana,
Firâkın sinemde susmaz bir feryâd-ı cân.
Sahrâlar aşsam da sesin işitilmez,
Firâkın ateşi sinemde ebediyyen sönmez.
Ey mâh-ı tâbân, hicâbın açılsa,
Gönlümdeki gam bir lahza sükût etmez.
Ey yâr, hicrân ile darmadağın olmuşum,
Feryâd-ı dilimle harâb olmuşum.
Bir gün doğacaksa sabâh-ı visâl,
Seninle bulurum şifâ-yı cemâl.
Ne olur gel, bitsin bu sükût u intizâr-ı cân,
Firâkın içimde yanar derin nâr.
Bir gün doğacaksa gönlüm bahardan,
O güneş sensin, zuhûr eder bilinmez yoldan
5.0
100% (5)