0
Yorum
11
Beğeni
4,7
Puan
233
Okunma
Kulaklarımda büsbütün bir sessizlik,
Ölüm gibi karanlık, dua gibi içten.
Yakarışlar duyulur, düğünsüz bir şenlik,
Uğurlanır evden, çağrı var kara bir melekten.
Açılır yollar, yeşil araba süslenir,
Kimin düğünü bu? Çelenkler siyah.
Kornasız bir konvoy, şeritler çekilir,
Salon çok geniş… Giden ben miyim, eyvah!
Yıldızlar perdelik, gök dualar içinde,
Sanki gece, yüzümdeki kefeni örter.
Her adımda toprağın dili titrer derinde,
Gelmez dönüşü, gidenin mevsimi biter.
Gelinliğim beyaz değil, buluttur belki,
Ayakkabım taş sessizliği giydirir.
Mezarlıklar kucak açar, gizlice sevinir,
Ne annem ağlar, ne de babam bekler beni.
İçimde bir çiçek var—topraksız, susuz,
Bir yalnızlık gibi, içten içe açar.
Ne bir mektup bırakır, ne de bir kusur,
Sadece adım kalır—taşa oyulmuş bir ağıt kadar.
Konuklar sessiz, omuzlar yükle eğik,
Kimi gözyaşıyla, kimi sessiz vedayla.
Duvaksız bir damat gibi bekler beni musallada,
Kara melek oturmuş, son sırada... alnımda.
Gidiyorum... içimde bir garip sevinçle,
Sanki yüküm hafif, sanki yokuş düz bana.
Biliyorum, geride kalanlar keder içinde,
Ama ben razıyım... bu sessizlik sızmaz cana.
5.0
67% (2)
4.0
33% (1)