0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
178
Okunma
Üşüyor omzumda gençligimin soluk eli,
Kulağımda, küskün bir zamanın sesi var.
Bir rüzgâr dokunur, yüreğim inceden delik,
Sıvası dökülmüş bir duvar gibi dökük
Ruhumda kopmuş eski bir şarkı gibi,
Ne varsa içimde, hepsi yarım, hepsi eksik.
Sokak başlarında bir yalnızlık döşeli,
Ayak izlerim bile benden kaçıyor gibi.
Bazen gölgem uzar, bazen kısalır eli,
Her adımda geçmişin hayâli sürtünür gibi
Bir is kokusu gelir, duvarda eski yazı,
Bir çaresizliktir geceye karışan sızı.
Kömür karası gök, yıldızını yutmuş sanki,
Ne ay belli, ne yön… Ne de ufukta sabah.
Bir evin penceresi titrekçe yanar belki,
Ama içi de boş, ışık da sahteymiş... vah.
Bir yabancı gibi dururum eşiğinde,
Ne içeri alır beni, ne kovar evinden.
Kapılar kitli, kilitler küsmüş dillere,
Bir ses istiyorum, içten gelen bir ses.
Ama yankıdan başka bir şey düşmez yere,
Her duvar yüzüme çevrilmiş birer kafes.
Kalbim usulca çarpar karanlıkla yarışta,
Bir umut ararım, karanlık gölgelerin arasında.
Yürüyorum hâlâ, göçebe bir akşam gibi,
Kendimden bir adım önde, bir adım gerideyim.
Her yol bir yalnızlık, her yol biraz da kirli,
Bir meçhule çıkan suskun bir nefer gibiyim.
Ve sokaklar… hâlâ bana sırdaş, serseri bir yoldaş;
İkimiz de düşleriz, sabaha var daha sabret be arkadaş
Bir ara dönüp bakarım, belki bir ses gelir,
Belki çocukluğum düşer sokaklara.
Ama ne gölge var, ne de bir iz, ne de bir yer;
Yalnızlığım mıknatıs gibi sarar canıma.
Anlarım o an: İnsan, en çok kendinden kaçar,
Ne yana dönsem içimde bin suskun savaş var.
Ve bir yağmur başlar, bir kefen gibi ince,
İnler gece, ıslanır hayal ve hatıra, küskünce
Bir söz kalır dudakta, yarım kalmış bir hece,
Yol biter... ama bitmez içimdeki yara sonsuz çile
Sokaklar susar, ben susarım ve en son,
Biterken gece, içimde başlar acımaz bir son
5.0
100% (2)