0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
94
Okunma
Karanlık bir harfin içindeydim.
Ne başı vardı
Ne sonu.
Sanki suskunlukla yazılmış bir cümleydim
Ve nokta henüz vurulmamıştı.
Bir boşluk devinmeye başladı içimde.
Ne gökyüzü çatladı
Ne yer yarıldı.
Ama ben,
İçimin tam ortasından ikiye ayrıldım.
Ve birden…
Sözsüz bir emir
Kalbimin en derin çatlağına düştü:
“Kûn.”
Ses değildi bu.
Bir ışık değildi.
Bir yanık da değildi.
Bu,
Varlığın karanlığına düşen
İlk hatırlamaktı.
Harfin sesi içime çökünce
Bütün kelimeler kaçtı benliğimden.
Ne bir dua tutunabildi
Ne bir suskunluk.
Sadece
Bir infilâkın yankısı kaldı geriye.
Çünkü o harf,
Yalnız bir harf değildi.
Bir yıkımın kapısıydı.
Ve ben o kapıdan geçince
Ne ismim kaldı
Ne sesim.
Dünyaya ilk defa
Dilsiz bir “amin” ile baktım.
Anladım ki:
Bir harfin infilâkı,
Bir insanın içindeki bütün tanımları
Küllerle silmektir.
Elif düşmüştü gönlüme;
Dik, yalnız ve mahzun.
Lâm eğilmişti önünde;
İtaatkâr ve sırdaş.
Ve Hâ…
İçimde titreyen,
Ben olamayacak kadar bana yakın olan.
Bir harf
İçimi delip geçti.
Ben
İçimdeki alfabeleri toprağa gömdüm.
İnsan bazen
Anlamı değil,
Anlamın yükünü taşıyamaz.
Ve sonra
İçimin karanlığına yeni bir emir indi:
“Ol.”
Ama bu kez
Varlık için değil.
Bu kez
Yokluğun hakikatine dair bir çağrıydı bu.
“Ol,”
Dedim ben de.
Ve oldum:
Kırık,
Küllü,
İsimsiz
Ama ilk kez
Kendime doğru doğan.
Artık biliyorum:
Bir harf düşerse kalbe
Ne kelimeler kurtarabilir seni
Ne susmak.
Sadece
Kendi infilâkının eşiğinde
Yeniden var olabilirsin.
Ve kıyamet,
Bazen bir alfabenin içine gizlenir.
Bazen bir şiir,
Bir harfin küllerinden yazılır.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(11 TEMMUZ 2025)
5.0
100% (1)