5
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
365
Okunma

Nasıl da telâş içinde şu insanlar
Karışmış geceleri gündüze, ne yazık
Koşuşturma bitmiyor bin türlü ve hezeyan var
Belli ki hayata farkındalıkları da yitmiş
Mutluluk rüzgârları pinti mi pintiymiş.
Gökyüzünü yağmur yüklü bulutlar kaplıyor
Damlalar düşmeye başladığında telâş yaşanıyor
Açılan şemsiyeler rengârenk ve görevdeler
Az sonra güneş tekrar açar diye bakılıyor.
Ve her bir şehrin dokusu farklı diğerinden
Rakım , bitki örtüsü, yollar, köprüler ve mesire
Geçmişin ayak izleri yükselir binlerce yıldan
Sanki kuytudaki gizemler çıkar yeryüzüne
Bir bilinmezliğin içindeydik ta ötelerden.
Belki görünürde bir noksanı yok gibiler
Oysa nedendir bu arayış neleri yitirmişler
Her birinin yüzüne yüzüne vuruyor mutsuzluk
Belli ki sevgiden yana yaşanıyor bu yoksunluk.
Çok nadiren kendiyle barışabilenler de var
Öylesine az ki sayıları, onları da sen yoksay
Gerilim giderek artıyor, dokunsan patlayacaklar
Toplumun nabzını tutanların ellerindedir yay.
Ve insanı yaşatabilme ülküsü ne büyük
Bu gayeye can vermek devlete olmaz yük
Şeyh Edebali de dememiş miydi bu hakikati
Devlet de yaşayacaktır elbet, sen insanı yaşat ki.
Balonu elindeki çocuklar niçin daha az güler
Ya kaykaycı çocuklar, patenciler, asılın pedala
Nereden ve nasıl çıkacağı belirsiz bisikletliler
Nedendir bu asık yüz, oysa güzeldi hava
Söyleyin biriniz ne olur nasıl güleceğiz
Masalsı bir zeminin nefesini hissedebilecek miyiz.
Onlarca yıl zor şartlarda koşturmuş emekliler
Zamanla hayat üzmüştü de sizi artık gülseniz
Ne vakit rastlasam birine çekinir de soramam
Anladığım şudur ki şimdi daha bir dertlisiniz.
Ben sadece bir öznesiyim bu milletin biricik
Gözlemlerime çokça çarpmıştı bu gerçek
Kayıtsız kalınabilir mi aranan bu güzelliğe
Kalemimizden de olsa muhalefet bir katkıdır
Hal bu ya aranmaklı hazine sadece sizin değil
Emin olunuz ki benim de özlemle aradığımdır.
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (6)