9
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
392
Okunma

Ta çocukluğumdan duyardım sesini Fırat`ın
Ne bilebilirkim ki yıllar sonrasında ben
Devletin bir memuru olarak kıyısında olurum
Ve dertli türkülerini dinler dalarım hayallere
İşte ondan diyorum ya felek, geldi mi sıram
Yok kâğıda kaleme gerek, öylece konuşsam
Sözü alsaydım bir eğer, neler sayardım , neler …
Babamın sazından süzüldü melodileri kulakta
Ve biraz da söylerdim hissederek çocuklukta
Bu duygular yok mudur verir hüznü derinden
Masallardan süzülür sayarım gerçek hayatı
Bir başka görürüm manzarayı o pencereden.
Aşık neden aşıktır, ozansa niçin gönüldaş
Nasıl da büyüleyicidir fırça ressam elinde
İyi anlaşmak ne kelime onlar dostturlar
Veteriner hekimler de olurlar yoldaş
Can alan pençeler yiter sevgidir özne.
İçini doldurmak istersin her anında esinle
Doyumu sınırsız bilirsin Rahman indinde
Ben değil biz olursun, taşar da o kabın
Yüzden yansıyandı yaşamak, ruhaysa dolan
Ne olduğunu bir bırak yok önemi de
Yürümek iste yeterki mutluluğa var davet
Asla asla dememeli ölümü öldürün
Takılma boş kuruntuya, ateştir söndürün
Cesaret açacaktır kapıyı haydi bir gayret.
Neresinden tutarsan tut, niyet önemli
Hayatı yaşamak değil, hissetmek gerekli
Ben gölgesindeyim onun siz olun özne
Geceyi de sevebilen yürek gerekli.
Beklemelerin bir sonu yoktur, umudu kırar
Onca ay ve yılı silmek kimleredir kâr
Belli ki baştan gitmez o katmerli efkâr
Beklemem ben de sıramı, öne yazdırdım
Tam da gelmişti o vakit, feleği kandırdım…
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (11)