14
Yorum
50
Beğeni
0,0
Puan
1177
Okunma

tehlikeli sayılmam artık
kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum
onu orada
beş parmaklı bir çınar yaprağı gibi unuttum.
ڪےDidem Madakڪے
kalbim acıyor cano
yalvarırım bırak gidim
hoşçakal dragon
hoşçakal persona
hoşçakal my lover
oksijeni olmayan bir fanusun içinde
karada yaşayabilecek
tatlı su balığıyken
bak şimdi çölde öldüm bittim
uzağa yakın bir yerde
diyeti öde öde bitmemiş
bir ev var yarasından soyunuk
üzerine titrediği merhameti
üstüne örttüğü ödenekli toprak
ve sevaplarını yolda düşüren
ahiret yolcusu fani mürettebat
yaşınıza hürmeten
Puccini’nin üç perdelik sahnesinde
Madam Butterfly’ı havalandırıp
sıhhiye yerleşkesi kalbimi
ilk dikişte kanatarak uçurdum kafesten
kelle koltukta serbest nazım çalışıp
aylak düşlerine perende atan
şüpheli ölümlerle mensubiyeti ile tanışık
türküsüne aşık atan gamlı bir baykuş
şimdi özgürlük pistini
havaya uçurmaktan
kederi kirpiklerinde asılı
interpolde boy boy vesikalık aranan
yabancı uyruklu bi sabıkalı
bacım seni de Allah kurtarsın
dünya şuncacık bir şey
bazen cebimde taşıyorum
bazen de yüzümde
birbirinden ayrışmayı bekleyen
büyük küçük tıfıl
her ne varsa elimde
sağaltılmış hava cıvaya
keşmekeş çeken kitabına uygun bir cümleyi
kalesi gibi koruduğu mağarasından
gönül rızasıyla çıkartıp
balçığından sıvanmış güneşli bir günde
’git kendini kurtar!’ diyorum
sen de lavaboda t(r)aş olmayı kesseydin
-zafere çiçekli yollardan gidebilirdik- belki
taş da olsa yutuyor işte insan
eli mutluluğa uzanmayan
mumla aranan müstakbel insan
şurda çekip vursam seni içim soğumaz
eski püskü palaspare
derisinden kefaletle serbest kalan vicdan
af buyurun! sofranıza oturduk bir kere
göz hakkım vardı bölüştüğünüz ekmekte
"ayıdan post, düşmandan dost olmaz"
derlerdi eskiler, hakkınızı helâl edin siz de
dedim insan eti bu ağır
kendine hayrı yok ki çürük postunun
Allah’ın bildiğini kuldan saklayacak değilim
eskidendi o ’ona gelen bana gelsin’ güzellemeleri
-memento te hominem esse-
üzgünüm! gözünüzde ’tehlikeli bile sayılmam’ artık
kat karşılığı veresiye ya da vesaire
akla gelmeyecek ofansif sancılar
zehir de olsa içiyor insan
ah Le Monde!
senin de sağa sola palavra sıkıp
götü başı ayrı oynayan kurgun işte bu kadarmış
ufak ufak ayaklarımı yerden kesip
hem kel hem fodul ıskartaya çıkmış bir aile saadeti
hiç yedin mi, bu sosla etler aşırı lezzetli
akşamdan marine et hazırla
ertesi gün pişir ye!
her gün üç posta kendi acından içmeli
dikkat et kanı üstüne sıçramasın
göre göre alışıyor sonra insan
manik depresif pozlar kesip
yaftayı yapıştırıp böyle havalara girerek
iblisten icazet aldığı halde yenilen pehlivanın
güreşe doymayan maymun iştahıyla
hatırı sayılır bir kederin dibine battım
tortusu bende
külü sende kaldı
çekip kalbinden vurdum da seni
tövbe! içim zerre soğumadı
hadi kalk yaralarımdan öp cano
kaza süsü verilmiş
kör olasıca tetikçi kurşunun da
gözü arkada mühürlü kalmasın
♧m.g♧