4
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
628
Okunma
bir beyaz karada
gölgelerin akşamüstü vaktine sarıldım
gün yorgundu
mırıldı sesler
...
ahreti uyanan iklimin uçurum derinliği
uykusuz birer rüya
inanmanın yarısında dünya
ki,
karanlığın çöl kapısında çocuklar
yaralar ve kuyular
gül aydınlığın dağılan
buğdayı..
şimdi burada
ışığı vuran sesleri
bir şiirin sus üzümünde hiç unutmam
kıyıya vuran yaşamın denizle içlenen şarabı
o büyük dalga
izi vuran savurğanlığın gürültülü şarkısında
kalbimde sakladığım kelimelerin dağ rüzgarı
bir sabah gelinliği
uykusuz dalğınlığın..
içimde kaç odalı ayna ki
çekeceğim perdeleri kırk ikindi yaşların
loş suretine..
düştü tarihin alnına bir şiir
koca koca yıldızlarla
koştu bereketli karanfiller
bir düşte
inceldi yazılanlar
çöle kar yağdı
Irmağa tutulan tipide kaybolurken
kimin yaşındaydı ayaklar
....
5.0
100% (20)