8
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1844
Okunma

Ey gölgesine sığındığım koca çınar!
Eğme dallarını;
Yıllara sığmayacak bir mazin var.
Heybetinden ürkse de kara bulutlar
Ben bilirim;
Yüreğin kelebek kanadı kadar narin
Gözlerinin elasında şimdi buruk hüzün
Oysa
Neler eskidi an gibi gözlerinin cezbinde
Eskiyen pabuçların yırtığından süzülür
Yaşamışlığına sızan sağanak kadar
Yağmura gizli ömrün her damlası
Ve sırtında bir hayatın kaşmir urbası
Hem de meydan okur gecikmişliğe yaması
Hiç mi canı yanmadı emeğinin?
Gergefinde gerilirken zamanın
Ve battıkça teyelsiz geçmişinin ince iğnesi
Derdin neydi baba?
Gözyaşı biriktirdin eskiyen ceplerine
Ağlamak erkekliğin şanına mı sığmazdı
Namert eli sulamasın diye
Yetiştirdiğin güllerini
Canını takıp dişlerine ve var gücünle
Kanını akıttın köklerine
Efkârı dağlar kadar ced!
Bak dağlarımızın karı bile eridi
Bir canımızı dağlayan hüsran
Bir kolumuzu bağlayan yazgı
Bir de eskimişliğimiz kaldı ellerimizde
Güllerin tomurcuk verdi bir bir
Biri hariç, biri solgun
Gözlerini kör edercesine yumdu bahara
Daha renk vermedi bilen yok
Kırmızı mı yoksa pembe miydi rengi?
Kokusu var mıydı?
Hepsi özünde saklı yumdu gözlerini
Yangının gül yangını mı baba?
Varsın alevinde dumanlansın elvana
Bir gülün muştusu mu bahar?
Daha neler var
Kır çiçekleri gibi
Kır yüreğinin zincirini baba
Oysa
Neler eskidi an gibi gözlerinin cezbinde
Ömür bile eskidi gençliğe inat
Ben eskiyorum baba!
Dün gibi, (c)an gibi…
Depreminde zamanın, yıkılan devran gibi
Ben eskiyorum baba!
Ya ben de ki sen?
SELMA PEKŞEN