26
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
3149
Okunma

Bana hiç eskimeyecek bir söz söyle
Söyle ki düşeyim yıldızlardan
Gözlerinin uçurumundaki zehirli sırra
Ya sabrı öğret aklıma
Ya da çık aklımdan bir çırpıda
Veda etmedi gönlüm gözlerinin buğusuna
Çünkü gözlerin hala kirpiğimin arasında
Bana masum pembe bir yalan söyle
Öyle inanmaya ihtiyacım var ki
Söyle ki bileyim ölüm siler mi geçmişimi
Ya da ben geçermiyim ölümü bir kalemde
Silebildiğim gün seni düşlerimden...
Ahh..!
Yalan de bana yalan de
Tüm yaşananlar en az bir rüya kadar yalan.
Öyle eskittim ki bakışlarımı son umutlara
Gözyaşım ağırlaştı kurumuş pınar misali
Yol ararken akmak için yüzümdeki çizgiler arasında
Ve günahsız bir mendil kaldı gidişine sallanan
Dumanı kaybolana dek o eski geminin ardından.
Şimdi yalan de bana yalan de
Tükenen yıllar yalan de.
Aslında "hoşçakal" derken bana asla dönmeyeceğini
Bu alnıma kondurduğun son busenin
Bir veda kurşunu olduğunu bildiğin yalan de.
Öyle öldürmek istemedim seni de bana
İnanmaya çok hazırım pembe bir yalana.
Ne olur bir martı gibi süzül baş ucumda
Ve akşam simidinin son lokmasını paylaşmaya gel
En aç olduğum sevmelerinle doyurmaya geldiğini söyle.
Ömrün son nefesini birlikte alalım de.
Bana hiç tükenmeyecek bir sabır söyle
İçinde hasret olmayan alfabelerle öğret
Ve ölüm sussun kavuşamayanların vaktinde
Toprak titrer yalnız bir ruhu sarmalarken değilse.
Bana hiç eskimeyecek bir söz söyle
İçinde veda olmasın...
-En ağır ölüm alnından bir buse ile vurulduğundur-
-Adına "hoşçakal" denen bir kurşunla rus ruletinde-
SELMA PEKŞEN
5.0
100% (2)