12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1687
Okunma

Hasretin soğuk tenhalığında yürüyorum
Ellerim gecenin siyahî ceplerinde
Ürperen ruhumu saran hüzün mü?
Ateşinde ısınmaya çalışan titrek umut
Ve merceğinde koca bir ömrü yansıtan
Korkak yağmur süzülür, bezgin ayan.
Geriye duru bir ölüm kalır
Uykular sus olur.
Hala kâbus artığı gecenin
Düşsel mahmurluğunda gönlüm.
Ölümün beyaz yalnızlığı başucumda
Ağıtsal bir ezgi refakatinde
Umarı kırık düşlerin şöleninde sensizlik
Başımda sararmış hazan mevsimi.
Her gün bir yaprak ömürden dökülüyor
Her vakitte solan yüzüm
Yarınlara eskiyor.
Çırpınışlarımın kanatları yorgun
Bir haylaz çocuk edası
Elinde sapan, hırçın ve asi zaman
Vurdu kırlangıç kuşumu
Hem de göç mevsiminde.
Daha yeşilin sarıyla alacası dinmemişken
Daha düşmemişken gözümden
Talan mevsiminin son yaprağı
Umudun ak elleri tararken saçlarımı
Saçlarımdan dökülen ne?
Yoksa hoyrat bir yalnızlık mı yoluyor
Tutam tutam umutlarımı?
Saklan ceplerime!
Saklan ve korun.
Avuntuya gölgesi düşmüş yalnızlığın
İdam sehpalarında son derman parmak uçları
Hasretin son arzusu sorgulanır
Cellat dişi bir yalnızlıktır!
İnsafına sığınan telaşlı düşler
Gözlerinde büyüyen umarsızlığa.
Yalvar yakar akıbetine
Daha diyetini ödemedi ellerin
Seni benden çalan zalim pervasız
Şimdi bir ağaç gölgesinde
Uyur gamsız gamsız.
Gövde gösteren yalnızlığa inat
Bir Yemen türküsü tuttururum
Gözlerinin kahvesine güvenerek
Kirpiklerimi küstürdüm çoktan
Ağıtsal ezgilerin, buğulu damlalarına
İçimde harlanan volkana inat
Gece yangınlarıma su serperek
Bir de ölümüne bekleyerek
Ölümüne severek.
SELMA PEKŞEN