34
Yorum
117
Beğeni
0,0
Puan
7853
Okunma


Sonbaharın son ışıkları, dağ rüzgârında mırıldanan büyük yalnızlıklar gibi!
Yağmur mevsimi,
Merdivende oturan adam
Yüzünün bir yanı soluk
Diğer yanında düşünceler(i)
Üzerime yağdı anılar
Eski çağlıların sesi kesik
Yolum seninle aynı yol değil
Sinemde ayrı iki çizgi
Ben o’nun soluğuyum
Gözlerimde uzak nehirler
Rüzgâr, yön değiştirirken
Büyür ulu sessizlik
Önceki günün yemini
"Niye ’Toprak ağıt çeker?
Uyuyanlar altında uyanır mı?
Annemle babam bahçemizde
Kaldır boşluğa düşen sarılışımı
İsyan edecek olan benim
Göz oyuğumda yaşlar
İki göğsümden birini aldılar
Kim silebilir ruhumun izini
Ayaklarımın hissi de yok
Bu sabah
Yağmur olarak yere düşer sesim
Ahh! Viran şehrin şarkıları
Denizler kabarır fırtınayla
Yalnız bırakır mıyım seni?
Yanağımda yetim öpücükler
Gölgesini çizmeye devam eder
Senin gibiyim ey gece
Karanlık beni gizlese de
Adaletsiz kalan özlem yığını
Anlamazlar seni, beni, ikimizi
Dün geceki yürekli yoldaşım
Eski evimizde boş bir sandalye
Öylesine mahsun duruşlu
Öylesine yalın
Kim duyar örtünün ötesini
Uzak tepeleri gizleyen sis
Engelle gözlerime dokunanı
Yumuşacık yüzlü annem
Ruhumu bırakma ne olur
Tut yakasından, o küçük bir çocuk
Mor gölgelerde aşılmaz dağlar
Hâlâ (çok) seviyorum
Öylesine derin
Öylesine gömülü..
Ümmühan YILDIZ