33
Yorum
78
Beğeni
5,0
Puan
34701
Okunma


Ne bir bardak çay ne de bir kadeh mey
Boğazdan süzülen ay ışığında
Kurulur yeniden dünya
Sen hisset içimden geçenleri
K/alem yazmaz
Sayfası tanır hikâyesini
Birbirinden çözümsüz kilitli bu gözler
Zümrüdü Ankanın ayağında durgun göl
Perdesiz pencere pervazından
Bakıyorum şehrin büyülü tarihçesine
Itır kokun gök kubbeden dökülen ahenk
Derin sessizliği bölen yanık tulum sesi
Ötelerde içli bir keman taş plakta cızırtılı
İçe hapsolmuş mürekkep kırmızısı
Binlerce tomurcuklu kelime
Gecenin saat iki buçuğunda
Çözülür düğüm düğüm
Hafif bir esintiyle kucaklaşmış şehrinle
Başka türlü bir şey bu çöl ve deniz
Bir dokunuş şehrayin alevi sarar sarmalar
İnfilak eder ruhumun yankısı karşı kıyı Kanlıca’ya
Sen benim imkânsızım tarumarım
Sen benim daha önce hiç yaşamadığım duygularım
Adamım sevdiğim İstanbul’um
Unutmam göğsünde uyandığımda
Bu rüyanın başlangıcı ve sonu yok biliyorum
Hiç yaşanmamış gibi
Güneş doğana kadar bu gece sadece misafirinim.
Ummuhan Yıldız.
Çok değerli seçki kuruluna, Toprağa sımsıkı tutunmuş çınar ağacı gibi rüzgârlarla sevgi yolunda giderek büyüyor güçleniyor dallarınıza mutluluk bırakıyorsunuz…
Zaman ayırıp okuyan yorumlayan tüm güzel insanlara teşekkür ederim.
Şiir okuyanın yüreğini kir tutmaz…