8
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
865
Okunma
Kuzguni deniz çehresini parladıkça yalnızlığın beri tarafına
Uzak kıyıların ağaçlarını yunuyorum kalbin ahvaline
Zifiri sessizlik geçiyor öğle üzerinden
Hüznümü tüten ağrının varlığı tir tir titrerken
Göğsüme sokulan çocuğu üşütür zaman
Zaman dalgasında kıvrılan iklimle kısaltırken saçımın boyunu
Ağzı büyük rüzgar kalabalığıma karışır
Boğazımda çığlık susuş..
Bütün şarkılar gözlerimin şarabından sayıklar beni
Şehir bir başka nakışlar geceyi
Elimde buğulanmış camlar
Mavi gözlü dalgınlık ki
Yağmur gökyüzünde ölmüyor/
Söz küpeleri açan saksılarında
Bilemezsiniz
Pembe düşlü ülkemin
Sokak lambasına düşen kitabını
Sayfalarına kar yağar
Yaz yağar
O biçim Istanbul kokar aşk
Güneş çaldıkça umudun kapısını
Neden beni terkediyorlar
Ki bir damla hüznümü almayın gözyaşımdan
Onlar sevinç doğuracaklar
Başını suya eğen güvercinleri
Vurmayın/
Vurmayın ağrılı ormanı sevginin dilinde
Onlar duvarlara konuşkan kuşları taşıyacaklar
Birazdan öldürün beni
Ama onları vurmayın
Mor benekli uçuşan her şeyi
Eşiği seyreden ay’ı
Çocukları
Uzakları
Ne olur vurmayın
Kaybolmasın uçurtmam
5.0
100% (14)