0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1232
Okunma
yasak bir kentteyim sevgilim
içimde kuşlar göç halinde
ve çocukların uçurtmaları yok gökyüzünde
bilyeleri, sevinçleri de yok
korkuyla bakan bir çift gözleri var
annemden miras kalan bir hüznün içindeyim sanki
sevdasını yitirmiş bir yaşama tutunmaya çalışıyorum
bir elimde çocukluğumdan kalma sevincim
bir elimde yitip giden ömrüm var
ve giderek çoğalan yalnızlığım
bu yalnızlık senden kaldı biliyorsun
her gün
her sabah akşam olsun diye beklerken
her akşam da güneş doğsun diye bekliyorum sabahı
bazen zamanı durmuş bir saat gibiyim
bazen de hızla ilerleyen bir zamanın içindeyim
bir döngünün içinde gel git şeklinde yaşıyorum
şimdi söyle bana sevgilim, söyle
bu kentte neden kuşlar uçmaz
neden çocuklar misket oynamaz
neden çiçekler açmaz
güneş neden doğmaz
yoksa bu kent çocuklara yasak mı
neden analar ağıt yakar
mezar taşları neden küçük
neden toprak kanar ki
yasak bir kentteyim sevgilim
içimde ölü kuşların çığlıkları çoğalıyor
bir kadının ağıt yakan gözlerinden tanıyorum bu acıyı
bu yarayı annemin yaktığı ağıttan aldım
bunu da babamın feryadından
şu acıyı da tanımadığım bir amcadan aldım
ölen oğlu için göğsünü dövüyordu
ilk sığındığım yerdi kalbim
sonra arada uğradığım yer oldu
bunca acı varken bu kentte
bunca zulüm, bunca gözyaşı varken
yaşamaktan nefret ettim sevgilim
ölmeyi yaşamaktan daha çok sevdim
benim içinde bir mezar kazsın cellatlar
çocukların benden önce ölmesine dayanamıyorum
zor olan yaşamaksa
bu hayatı
biz bunu da başardık
ama sevmek diyorum sevgilim
sevmeyi başaramadık
hep aynı yerde
aynı acıyla yaşadık
yasak bir kentteyim sevgilim
yüreğim bir annenin yaktığı ağıtla kanıyor
ibrahim dalkılıç
13.03.2018
23.40 izmir
5.0
100% (1)