sar bakalım bir pençe tütünde bana
şimdi gel otur
şöyle hayal kırıklıklarımın soluna
yarım kalan düşlerimin
içim kan ağlarken sahte gülüşlerimin
zavallı boynu bükük kalan hayallerimin
kor ateşte yanıp közlenen ümitlerimin
acı acı akan göz yaşlarımın eridiği..
biraz nemli
ateşli ve dertli
yüreğimdeki yaralarımın tam yanına.

sar
her biri için bir kez daha sar
biraz cesaretin olsa aslında
şöyle baş köşeye
acılarımın can havliyle irkilmelerini
kaderimin kara yazılı defterini
masum anılarımın benliğimde silindiğini
sevgi sözcüklerimin anlamını yitirdiğini
değerlerimin hissizlerce kirlendiğini
saklayan
uçurumlardan defalarca aşağı bırakılan
kırık kalbimin tahtına
buyur ederdim de.

otur otur karşıma da tanış şimdi hepsiyle
hatırlayamayacağın
hatıranda saklayamayacağın kadar keder var
içim de
yüreğimde
gizlimde
karşılaştırmak istesen de
buncası herkes de var desende
çırpınsan kendini yesen de..
zor bulunur
her yürek barındıramaz
her cesur taşıyamaz
her nefis hakim olamaz.

kimi boşvermişlikten
kimi vurdum duymazlıktan
kimi ise hiç aşık olamadığından
bir diğeri sevdalanmadığından
sevdanın ateşini yüreğinde yakmadığından
çoğu pulu parayı değerli kıldığından
kederlere içinde yer ayıramadığından
öyle güçlü dediğimiz herkes kaldıramaz..
pula paraya benzemez
antikacı da falan aranmaz
dertler koleksiyonu bu
çoğu kimse de bulunmaz.

s.g.