9
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
3135
Okunma

Siyah önlüklü bir çocuğun düşlerinden geliyorum
şiir bahçelerinde aşklanan
mağrur sefaleti
gülüşünde bembeyaz güller vardı’
---
Dışarıda kara kış
bacamızdan yükselen ankara yanığı
sen anlıyorsun ya baba
şiirleri de yakıyorum artık
kelimelerim bitti
ağzımdan firar etmeye meyilli sözler
annem kadar yabancılaştı dualar
mesela
küçüldü gözlerimde eski uzaklar
kendimden başka dinleyenim kalmadı
beni bu kadar sağlam görmedin ya
derin sesini öpemediğim kadar acıklı
ölülere keder besteliyor kış
gözlerime yine bulut bulaştı
hayır ağlamıyorum...
küllerinden yeniden doğuyor mahşer
körpe katiller gibi
seçtiğimiz kibirli hikayeler
baba !
ne zaman bıraktın ellerini çocukluğumun
eli tetikte
peşime düştü siyah hatıralar
korkuyorum
ruhsuz bir bedenin
boy aynasında şimdi ihtiyar dünya
bıçak keskili sözler
yumruğumun yokuşunda
ondandır ki,
kirli kalbimde
hiç berrak nasihatın kalmadı
çok çirkinim artık
ihbar edin meçhul şairlere yazsınlar
yarından eksik
bugünden fazlayım
içimde başka kainat
ne aydınlık
ne karanlığım
beyhude hal içinde
kabımdan zaruri taşmaktayım
kirpiğinde cehennemi sallandıran ankara
sarhoş sokaklarında
gecekondu bakışlı
tütün kokulu sayıklamalar
senden daha ayaz cehennem
senden daha resmidir aksanım
ve anlaşılmaz
ah ankara
sen hiç bir şey daha bilmiyorsun
dağlarda şimdi çiğdem zamanı
papatyalar
beyaz zambaklar diyarı
gelincikler umut gibi kırılgan
güneşin doğuşu bir nefes
ufku laci ebrusu
ankara
acıların iç kanamalı
yasa gelenlerin , içi dışı kara
söyle onlara baba
ayrılıkla nikaha oturduğumda
henüz doğmamıştım
sen anlıyorsun ya
anlatamıyorum
ölüm gibi sustum
merdi namerdi şaştım
bu rezil
bu kepaze handan çıkamadım
büyümek baba
büyümek yana yana ateşlerde
kül gibi avuç avuç savrulmak hayata
yanında yer açsana
yorgunum
çok uykum var baba...
"Elem Neşrah Leke Sadrak...
5.0
100% (18)