14
Yorum
48
Beğeni
5,0
Puan
2717
Okunma


Bir kuyudayım !
Söyleyin varsa günahsız bir insan, uzatsın ellerini
Çağırın hep mevzusu geçen , o güneşi
Çıkarsın karanlığımdan bu hain yılanı satsın pazarlarda
Düşsün içime ince sesli inşirah
Ya da yıkın başıma sarayları kapatın bu bahsi !
---
Kendimi öldürdüm .Tek şahidim de öldü
Duamızı eden yoktu
El ele tutuşup ,gömüldük nihayet derin kuyunun , tarih gibi serin bağrına...
Ayaklarım hiç bir zaman bedenimi hayatın yoluna sokmadı
Terk edilmiş unutulmuş görkemli bir mezar kadar sessizim
Güneş tenimi kızartarak yokluyor
Karanlığı kesemeyen paslı bir bıçak gibi zorluyor bütün gücünü
Belirsizliğin üzerine , kuru bir yaprak gibi uzanıyorum
Zaman hiç geçmiyor , vakit gidişinde kıyam
Kimselersizim , hiç kimseyim
Umut kısır bir kadın , başka dilde konuşan yabancı gibi
Çarşılar dolusu avaz avaz düş taciri
Şuramda bağıramadığım uyanamadığım kabus ağrısı
Aşk , namuslu bir kuşun gözleriyle dokunuyor en kuytu yalnızlığıma
Talan edip , uçup giderken en başından bu yanlış hikayeyi
Söyle kalbim !
Günahını hangi toprağa sır diye gömeceksin
Anılarını kar kaplamış yolculuklar kadar üşüyorsun
Hangi nefes ılık ateş gibi ısıtır bir daha , buz tutmuş iskeletini
Söyle , hala yok mu hiç bir pişmanlığın ?
Kaybolup giderken ve yok olurken cansız bu yaşamın içinde
Unutanlar kahramandır oysa
Günlüğüne hergün sevgisizliğini yazan çocuk kadar acizsin
Kendimi gördüm . Tek şahidim kördü
Bakmadı göğüs uçurumundan aşağıya kaç ceset vardı
Ne öğrendin onca okuduğun kitaplardan
Sayfalarında kuruttun isimsiz gül gibi ömrünüde
Bildiklerini bildikçe kahroldun
Öyle sakin güzel ölüyorsun ki , gençliğini uyutur gibi
Bütün tamam bildiklerin aslında ne kadarda yarım kalmış
Eylül suretli hüsran , kasımın kapısına dayanıp hüznünü bırakan
Ayrılık tekerürleri haklı çıkarıp, kuruyor çığlığına mizanı
Sabıkalı dudaklarından , kopmuyor biriken küfürler
Sor aynalara kim bu gördüğün ? etsin sana izahı
Senin sesinle ikiye bölünüyor ekmek
Zeytin yüzü koyun barıştan her dalı bihaber
Özlem sıla tadı , su tek heceli elveda zehri
Anlamı olmuyor doymanın
Anlaşılmak açlığı , hep kıtlık zamanı
Yükseldi dev duvarlar , örüldü demirden surlar
Yaza yaza biter , tükenir mi yıldızları yaralı akşamlar
Pencereye çarparak intihar eden yusufcuklar
Her dilde anlatıyordu , o asla geri dönmeyecek
Öğrendim ki,
Ölüler çok istese de , bir daha hiç konuşamıyor !
hadi uyuyalım
Sus
Sarıl !
5.0
100% (37)