8
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
2535
Okunma
Urganlarını kopardım asma köprülerin
gayri birbirinin üstüne düşmez gölgesi
akla karanın
köze meylediyordu yangınım
dedim ki
uyumak için erken
bir iç çekmelik nefesim vardı zulamda
ona bağışladım
cayır cayır yandı bağrı
rahatladım
çünkü
bir dirilip iki ölmeliydim
çünkü
bahşişi bol olmalıydı
ödediğim tüm hesapların
ah dağ taş sarı papatya
ve bir deniz ki kendine aşık
kıyısına düşman
derinliğe müptela
bir ben miyim
vagonları sırtlayıp
karınca yuvasına sığdırmaya çalışan
bir benim dilimde mi döner
bu yaşlı şarkının nakaratı
gözlerim takılıyor gözlerime
mavi yorgunu gözlerim
dudak büküyor aynada
bırakıp başımı gitmek istiyorum
dalımdan kopup kurumak
varların içinde yok olup
unutulmak