11
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
3124
Okunma

bir şiire kaç ağıt düşer
kaçına mezar olur dağlı yüreği
oltaya takılırken pirüpak düşler
isyana dönüşür ah-u zâr sesi
...
tanrı’ nın elleri yetişmiyordu olay mahalline
anlaşılan taburcu olmamıştı hâlâ gökyüzü
diyaframı yırtılan toprağa
yüzükoyun kapaklanan bir ana
üste çıkan tığ incesi kemiklere
bir avuçluk yer açamazken ağıtlarıyla
"silahsızım dur ateş etme!" diyen tınaz sesim
ve çulsuz duvar yazılarımla
vicdandan yoksun is’li bulutlara karşı
ayakta sembolik direniyordum
zaman zaman açıp bakıyordum
molotof kokteylini içip sızan yeryüzüne
pasif bir eylemdi dişlerimin arasında törpülediğim çığlık
h.itler’ in yokluğunu aratmazken onca zulüm
josé gibi her yeri didik didik tarayarak
tanrı’ nın bir fotoğrafını çekerim umuduyla
dünyayı küçük karelere bölüyor
sonra da yerden kemiklerini topluyordum
çok mahrem bölgelerimiz olmalıydı
sürgit harplerimiz, kinimiz ve de garezimiz
yoksa köşe bucak saklanmazdı bizden mevlâm
kanla beslenen ölgün coğrafyaya
boyuna aracılar, kitaplar gönderip
başımızı kuma gömmezdi
cümleler arası yukarıyla bağlantıya geçen
her ’tanrı’ dan dilerim ki’ ricasının üstüne
’masumiyet müzesi’ ne güllü bir çelenk bırakıp
kıran kırana güreştirmezdi kimseyi
gabriel haklıydı
"sakalları çıkar çıkmaz ahlakları bozuluyordu" yobazların
bugünden tezi yok ölmeliydi bizden olmayan
ey sıfatına tükürdüğüm!
gel benim canımı al! benim!
kemiğin etten nasıl ayrılacağının
canlı kanıtıyım kitabınızın!
ölümü her gün içinde taşıdıktan sonra
yaşamak cennettir tabutta!
susmak da ölmeye gebe
sırt sırta vermiş iki uzun hece
tonlar çeken ağırlığının altında ezilir insan
muhteremle yaşamayı öğrendiğimden beri
nefes borusundan soluduğum az.otlu hava
ciğerlerimi tahriş etmiyor artık bayım
ölmeyeceksin! diye diretiyor dünya gailesi
sanki hayata geçirilecek çok düşüm kaldı da
hâlâ benle prova yapıyor orospu çocuğu!
yaşıyorduk ve dünyanın anası düzüldükçe
normal şartlarda yüz yaşına kadar yaşayacağım acılar
dökeceğim göz yaşları bir günde bin kurşunla
toptan yüzümde patlatılarak
milim milim yağmalanıyordu her tarafım
kafamın içinde bir radar olsaydı
ırzına geçilmedik cümle kalmazdı bayım!
aşağıda her şey yolunda muhterem
gözetlemeye devam et yukardan
insanoğlunun puştluğunu gıyaben
dalında yaprak
dalında gonca
bir de kuşların matemiyle
toprağa gömeriz saz benizli
terütaze gençlerimizi
...
meral gül