2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1709
Okunma
I.
Başlangıcı bedelsizdir
Tesadüfen bir yalnızlığın kalp ritmi
Gezegenler bugün devrildi
Arşınlar öteden kılıçlar çekildi
Sahici bulvarlarda yalnız kadınlar tanıdım
Ölmek, yalnızlığın sesiymiş
Mumların ipi ikindide yanar
Gökyüzüne çizerim tebessümlerini
Başka günler yok
Ne varsa artık yarı yarıya
Göremiyorum seni herhangi karanlıkta
Kadınlar geçmiyor bulvardan
Gözlerimde büyük hüzünlerle kar
Mevsimlerin artık anlamı yok
Sesinden sürrealist tablolar
İstiflenmiş renk skalaları
Kilitler, sözün gümüşlüğü ve kırmızı bulutlar
Yaslanıyorum arkama
Yüzükoyun deniz merhaba!
II.
Buralarda artık herkes biraz sen
İnce ipli çarşaflar
Ki ellerin çamaşır teline asılır gibi
Gökyüzündeki adın: bulutlar
Senden sonra en çok bulutları sevdim
Göğsüm kanadı bir adım ötede
Uzunsa köprüler ve sevda
Yüzükoyun deniz, merhaba
Bozgunsuz kaybedişlere yeğdir içim
Ölümsüz, tanrısal yalnızlıklara
Beş bahar geçse
Geçse şuradan infazlı mutluluklar
Hepsi yalnızlık tarafından askıda
Beni bekle!
Bir gün ağlamak adına tablolar yapacağım
Ölüm varsa yağmur yağsın
Çünkü gökyüzü artık çok karanlık
İtilsin mutluluk.
III.
Yaşlı bir vazo
Sanatsal yalnızlıkların doğurduğu acı
İçimdeki yassı hüzün
Ah! Benim ellerimde Elif-Lam-Mim
Seni bugün bulamıyorum.
Tanrım teşekkür ederim dünyan harika
Tanrım insanlar çok acımasız
Şimdi bir rüzgar esecek
Yanıbaşımda ağlayan saatler
Sabah güneş kalbimi kıracak
Sensiz bir gün daha!
Kaybedersem ruhum yeniden doğar
Benim ruhum çok ölüyse
Yarım kalan hatıralar
Bugünler fiilden çok özne
Gözlerimin içinde karanlık gökyüzü
Ve sensiz bir gün daha!
5.0
100% (2)