3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1582
Okunma

şimdi ben
eylül yüzlü bir çocuğun gözlerinde aklıyorum kendimi
asi bir şubat soğukluğunda zemheriyi hiçe sayarak
ayazdan kalma duygularımı
sersem güneşin bakışlarına
ısınır mı? bilmem ki
aşk dudağının kıvrımlarından inerken yüreğime
idama mahkum bir adamın bakışlarındaydı sevgi
ve hayallerim kanat çırptıkça göğün deli maviliğine
biliyordum ki
aşk dolu yüreğime bu şehir dar gelecekti
oysa ki
ne intiharlara gebeydi sensiz geçen günlerim
yılgın yokuşlarında yüreğim isyanda çaresizim
ve sen inatla bana aşkla soyarken kendini
tenim teninde yine sana bulanıyordu inan ki
olmadı olamadı belki de
ey gönlüme taht kurmuş benim isimsiz sultanım
içimde devasız bir yarasın kendimden bile gizlediğim
ve her teyemmümde yıkadığım
ve de her secdemde kanamasın diye sardığım
yine sensin
şimdi kulağımda nihavend bir şarkının o acı nağmesi
yüreğim kıraç topraklar gibi sana susamış inan ki
ki dilimde lirik bir şiirin o son kıtasının tiz sözleri
özledim seni ya gel sar diyor yada bırak beni
bak bütün kuşları çalmışlar maviliğimden nedensiz
öksüz sabahlara istemem uyanmasın gözlerim sensiz
ve sen miraç da doğan ılıman bir güneş gibi gel bana
gel eylül yüzlü bir çocuğun ellerine bırakarak kendini
Hasan İpek
on dokuz şubat iki bin on
5.0
100% (3)