2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1567
Okunma

Zihnindeki şarkıların yeri
bir kuşun içine girdiğin
sanki uçar gibi sakinliğin eteğine
giysine saklanmadan ...
derin derin uyumak...
ağaçların dargın bakışlarında
bir dokunsan ağlayacak
kendimi ayırırken içimdekinden
bir iğnenin makbul çabasıyla
yüzümde deliliğin imgeleri
kendini üşüten kadın
aklıma bir bak deliriyor
üşüyen kadın
incecik giyindi ardından buzul
Ön tekerin sürdüğü
bir arka teker
KADIN hangi şekilde yoğruluruyorsun
o kocaman elllerin arasında
kuşların vakti değildir
karşıda bir duvar...
ölüyorum
dumanları görüyorum
yaktıkları şeylerin üzerinden
vardığımda uzuyor
bitmeyen yollar
kurur su gülmez güller
gider bedenimin yeşili
gider kızarak
yalanların içinde yalanları dinle
havanın sezgisiyle
göğsümde yatışmayan birşeyler
işte dünya bu yüzden yanıyor
özüm yıkık bir bina
konuşacak kimse kalmadı
sana baktığımda
kendi yüzüme yamalar dikerdim
sende görükeni saklamak için
sana baktığımda
şehrin irili ufaklı tüm taşları
çarpardı yüzüme
kanardı sözcüklerim
sana dokunamazdım
sana baktığımda
ince kemiklerin gövdemde kırılırdı
şeffaflıkta kaybolurdun
tülüne sarılarak ...
dallardan budanmış çiçek bitki
kısır sonsuzluk
çelişki
ağrı
üzüntü
çekince
korku
kaygı
huzur katliamları
mide bulantıları
hepsi şu an
komidinin üstünde
saatin olmadığı yatak odamda
kollarımda alnımda kucağımda...
bir kardelen çiçeği duyarsızlığıyla
bakıyorum
ayaklarımdaki ökçe
beni yükseltmiyor
yıldızlara bakmak için...
5.0
100% (7)