4
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1382
Okunma

Sarı otlardan
bir kuşun içine girdiğin
sanki uçar gibi sakinliğin eteğine
En çok anlattığımızdır
konuşmadan olan
gözlerimin içinde
gözlerinin sorusu
suskunluk içime boşalıyor
seni çiziyor herşeye durmadan
Kötü bir şey olmalı
saplantısı belki aksiliğin
turuncu sözcükler kullanma bana
Beklemek
kırılan bir dalda
ağaç sanmak, ağaç olmak
çizmeliyim ben
ruhumdaki delilikleri
şiir hakkından gelir
içimdeki zehirlenmelerin
içime bağlanan düğümleri tehlikeye ayak basan çocuğun sarsıntılarıdır şiir
bir hayal kuyusuna eğilmiş bakıyorum
suyun tadına varmadan kurur su
ayaklarım durur gitmekten
güller sayıklar ışığı ...
konuşacak kimse kalmadı
kavramaktan korktuğum soğuklukla doldu
üstüme geldiğinde gördüğüm çorak
bedenimi küle yatırmış boğuluşlar
nerden bilebilirdiki dünyanın balmumundan damlayan
bir yanardağ olduğunu bir poşet dolusu yanılgı
kilitli bir giysi gibi yalnızlık çaresi
tutumsuzluk sayıklarken ayna incitiyor gibi
üstünkörü üstünü örtüp kaçıyorum suçluca
bazı şeyler hiç susmaz ama
ayna içindeki taş parçasına
geri dönüp hasar eklesede derime
nasıl olsa dünya onu tutan sabırsız ellerle dolu
şiddet içinde ki ayağı yalın bir çocuk gibi
katlet bilinci aklın ermesin daha
küsme ve oyna mayınların içinde oyununu...
Gözlerimizde deli bir kuş
bırak kaçsın tutturduğu yere...
5.0
100% (5)