4
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1614
Okunma
Sen benim gönül ağlarıma
yakılan en güzel ağıtsın...
içimde bir yer var
içinde asla göremeyeceğin
küçüktüm ben
yüzünü unutmaktan korktum
yağmurun aktığı bir çeşme
gözlerime tanıdığım bir hak
seni sevmek...
Ah ölüyoruz
kurumuş mor dudaklarımızda
susuyoruz
biliyormuyuz ne için öldüğümüzü
Bükme boynunu
gün gelir anlarlar seni
kapadım gözlerimi
bastırdı baskınlık
her yeri görüntüsü sardı
sana dokunamazdım
sana baktığımda
ince kemiklerim gövdemde kırıldı
...
seni anıyorum şimdi
seni görüyorum,
bir melek kadar hafif ve narin.
bedenimi küle yatırmış
En çok anlattığımızdır
artık konuşmuyorsun
unutmuş gibisin unutulmuşta
ayna incitiyor gibi
soğuk gece
iliklerime değin
yalnızlık
sapsarı sararan
(kısmi felç düşlerim)
içerde pusu kurmuş
tüm canlı bağırışlarım
bilinmeyen yas,
pişmanlık ve boğazı yakan korku
güneş kaçtı gökyüzünden
bulutlara takılı kaldı uçurtmalarım
mevsim kış
gözleri oyuldu besledğim tüm kuşların
benim gözyaşlarımla yıkandı mevsim
çerçeveyi asılmış bırakmaya niyeti yok
teşhirkar isyan konuşuyor
resimlerinizde
susmaya niyeti yok
suskunluk içime boşalıyor
seni çiziyor herşeye durmadan
Oda bıkıp kaçar
en sonunda dikenli bir salıncak
en sonunda yalnızlığımla başbaşa
alışkanlığım yalnızlık
orda durup bakan
bir siluettir acı veren
dağılan mutluğun ardından
ve sensizliktir komşum
arkadaşım çalan radyodaki hüzün ...
ve herşey sevgilim
olması gerektiği gibi
kabulsüz geri göndersemde
hakikat gözlerimi tahriş etti
ve üzgündüm özgürsüzlükten
varoluş sadece sensin
şimdi kimbilir nerdesin...
bir taşa yüklüyorum tüm hıncı
ve kırıyor attığımda
paramparça....
aşk yalnızlığıma güler ,
alaycı
bitirilmiş kavonozun dibine bakan
tüketmiş benliğim yalnız
palavralarım yalnız
gerçekler kamaştırır gözlerimi
halbuki severdim yaşamı
koyu bir bahta kurban ettiği halde bile
oysa yanıklardan göremiyorum şimdi derimi
ve yalnızlık sızlar
sızar bir yerlere gene...
5.0
100% (9)