11
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
3292
Okunma

biz seninle
çılgın bir nehrin
iki farklı koluyuz
ayrı ayrı aksak da
acılar kavşağında
birleşiyor yolumuz
bilirsin
yaralarını sevdim ilkin
sonra bir kuyuda unutup sesimi
okşadım saçlarını çaresizliğinin
kaç kez kovuldum cennetinden
cinnetine sebep ben değilken
ıslak bir yaprak olup
düştüm gözlerinden
yokluğunla terbiye ediyorum varlığımı
kırlangıç duaları öğütüyorum sol(uğ)umda
ve gök her ağladığında
bulutlarla birleştiriyorum avuçlarımı
her gece
bir şiir çekiyorum
kalbimin raflarından
yokluğunun kenarından
gecenin gözlerine
sürme niyetine
fısıldıyorum kulaklarına kuşların
henüz yazılmamış hikayelerini
gece sağır
kuşlar sağır
zaman akrepten de ağır
bir cenaze taşıyorum göğsümde
gök genişliğinde
çöl dinginliğinde
büyüdükçe ufalanıyor çocukluğum
kokunu unuttuğun
mütemâdiyen tütün kokan
titrek ellerimde
hiçbir renk örtemiyor
saçlarıma düşen ak hüznü
aynalar asi
takvimler gardiyan
kelepçeleniyor gözlerim
ufuğun bittiği
o sonsuz çizgide
kelebek ölüleri biriktiriyorum
ayraç yapıyorum kitaplarıma
-ki onlar tanıktır-
ömrümce taşıdığım yaralarıma
çeviriyorum çetrefilli hayatımızın
solgun
yorgun
ölgün
kırgın
sayfalarını
bir cümle takılıyor boğazıma
-biliyorsun acıları büyük küçüğüm -
sen en çok susarken güzelsin
ben de ölürken
Necat USLU
Şiirime ses/nefes olan Irmak ERİŞ kardeş ciğerden teşekkürlerimle
5.0
100% (23)