Körebe oyununda sobelenirken içlendiğimi hatırlarım da
bazen ne kadar da üzülürdüm sobelenince.
Şimdi katran karası gecelerde
hasret parkası sırtımdayken
koynuma girince sen/sizlik
Namlu soğuğu sobelemeler sırtıma değince
ürpertiyle karışık ağlama nöbetleri bulaşır soluklarıma


Şahrem şahrem dökülür
Yüzüme iliştirilmiş tebessüm
Aynalarla alıp veremediğim de yok hani
Zaten bakmıyorum da
Gözlerindeki kuyuya düştüm düşeli


Anarşist bir yalnızlık bizimki
Yayımlanması yasaklanmış bir romanın
Tarifsiz kimliksizliği
Ömrümüze düşen
Kehribar akşamlarda


Hayattan ödünç aldığımız
Birkaç nefeslik sigaraya
Sığdır(ıl)dık
Küllerimizi bıraktık kaldırımlara
Yağmurun insafına bırakarak


Adınla başlarken
Ardımsıra tökezleyen
Ve sonuna hiçbir zaman
Nokta konul(a)mayan cümleler
Durur boğazımda düğüm düğüm


Kaç sürgün yedim
Kaç el değdi hüviyetime
Hürriyetim pay edilmiş
Perde arkası senaryolarda
Şakağıma düşen kara(kış)larla
Yetim hallerim özgürlüğünü arar



Gül kurusu akşamlarda
Sesine bütün kuşları vurduğum kadın
Çağlayan bir nehrin ortasında
Yüzme bilmeyen bir adamın
Sesine tutunduğu demlerde
Bilir misin çırpınarak can ver(eme)menin
Ne demek olduğunu?


Kör bir kuyuya inerken hayalleri
Gözlerinden düşen çakılların
Su sesiyle öpüşürken
Haykırışlarını duyabilir misin?

Ya
/
Da
Bu kör kuyuya ses verip
Hasretin şah damarından öpüp
Seni seviyorum
Kapansın perde
Diyebilir misin?


Necat USLU




Şiirimi güne layık görüp seçen ’Seçki Kurulu’na; zaman ayırıp okuyan/yazan tüm yürek ve kalemlere çok teşekkür ederim. Saygımlarımı sunuyorum.EyvALLAH