21
Yorum
44
Beğeni
5,0
Puan
3431
Okunma

I.
İnsan kendi izini sürerse başkasında
Herkesini ve her şeyini kaybeder.
Bir yerden farklı şarkılarla geçtiğinde
Nasıl haksızlık ediyorsan anılarına...
-Anılarını özenle sakla!-
(Üç gün üst üste senin yatağında uyudum.
Dedim ki
Bu uykudan uyanırsam Allah’ım
Beni koru!
Yedi kelebeğin yedi canı
Yedi kalpte ayrı ayrı acıyorken
Gün doğar doğmaz
içimde cehennem gibi bir hatırlamak...
Kalktım bir pencere kenarına oturdum.
Dedim ki...
Bugün ölmezsem
Seni nasıl unuturum?)
II.
Acıtmaz ki ertelenen şeyler
Durdukça sadece
Daha çok durmuş olur
Bir yerlerde...
-Ertelenen gidişler
Erken gelişlere benzer.
Bin pişmanlıktan öte
Bir ah’la unutulur.-
III.
Bir yıldızda bir milyon çocuk gözü yaşar sen ne sanıyordun
Ömür boyu susmaya benzeyen sessiz bir harf gibi dünyanızda
İlk Şubat ölümünden bu yana kül rengi mezar çiçeği
Bir avuç bulgur ile elli iki gün balkonlarda
Güvercinler beklemiş...
(O güvercinler hiç uçmasındı hayat -hadi artık!-
Ölecek ölsün.
Kalacak kalsın.
Parça parça bölünüp toplanamamaktan böyleyim
Ben terk edilmeye benzeyen bir terk ediş
Olduğunuz yerden uzakta ve hemen yanınızda
-O kadar da kısa değildir yaşamak-
Diyordum...)
IV.
Ve elli iki gün sakladım adınızı
Asmalara bağlı iki yün ipliğinde
Sonunda dedim ki
-Artık gelmeyecek!-
Haklısınız...
Çok düştüm.
Düş’lerden kalkmayı öğrendim.
Dediğiniz gibi
Dünyada her şey var olmaya bu kadar ısrarlıyken
Aklımızda bunca yaşamak varken madem...
Sonra siz geldiniz
-Kırağıya vuran ilk gün ışığı-
Uyandım. Upuzun dualar gibi andım adınızı
Baktım ki dünya güzel an’lar bırakmak yaşamdaki herkese
Ben de size bakmayı öğrendim bugün.
kıyıdaki adam
5.0
100% (49)