eskiz defterindeki gonca yaprağı
selam söyle ey kuşun üçüncü kanadı
kanatlarını kır kuş ellerimi taşıyamazsın bir bedevinin özgürlüğüne hala kırmamışsın bir çocuğun pencereye bakışını ve pazar yerlerinde sarımsak satan amcayı sapanıyla toprak evleri yıkan sesim öyle öp karıncayı öyle öp bütün kuşları kır kanadını yalnızlığın ve hançerlere izin ver boğazımda intihar etsinler kör bir alışkanlık bu sevgi kır kanadımı bütün mektupları sustur ahizeli telefon kalmadıysa da aslında yakarışını özledim güzel kadınların o kadar güzel olmadıkları akmış gözlerinden siyah, simsiyah bir perde nehri dökmüş elmacık kemiklerine belki de bu yüzden hiç sevmedim cahilliğimi affet ben sıratın son yolcusu deli bir kıvılcım şimdi, bak! akacak karamel rengi bir ten daha koyu kirpiklerinden selamımı ilet, çünkü ölüme verilen selamdır ismin artık trenler boşalmış ve kalkacak birazdan metro sessizliği diz çökeceğim çakıl taşlarına affetsinler ölüm güzelse, bu benim suçumdur umudum yaralı ve kır kanadını dudağımın öpmeye cesaret ettim çünkü seni. Merve Taşçı |