1
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
312
Okunma
insan her daim arayış içindedir
çocukken sevilip sevilmediğim
oyun arkadaşlarımın beni aralarına alıp almayacaklarını
merak ederdim
annemi düşünürdüm
neler onu bugünkü o yaptı
bana yansımaları nedir diye
ya da babam gerçekten güçlü mü diye
davranışlarım olumlu mu olumsuz mu
merak ederdim
ergenlik dönemlerimde
ben kimim diye sormaya başladım
kimlik ve benlik nedir
ben neresinde duruyorum sordum
gelecekte kendimi gerçekleştireceğim mesleği
düşündüm
en çok ergenken düşündüm
merkezde ben vardım
şimdi 40 yaşındayım
aşkı düşünüyorum bazen
huzuru
güçlü olmayı
anlam arıyorum
biraz deliyim diyorum
ama bunun insanların algıladıkları gibi bir şey olmadığına isyan ediyorum
zekiler delidir biraz biliyorum
daha farkındayım
geldiğim noktaya bakıyorum
kitapları daha derin inceliyorum
her işte bir hayır
her insanda bir kadir var biliyorum
hümanizm duygularım ergenlikte başladı
liseden mezun olurken son düşündüğüm şey "insan" kavramıydı
insan değerliydi
şimdi birbirimizi nasıl da kırıyoruz görüyorum
boğazıma bir yumru duruyor
şimdi şu anki psikolojimle biraz düşünerek yazmak istiyorum
ben ev idaresi okudum
ana konusu aileydi
bir dersimiz toplumsal yaşamda aile, bir diğeri aile sağlığı, öteki aile yapısı ve ilişkileri, ve aile ekonomosiydi.
bulunduğumuz dünya bir hiyerarşi dünyası
bundan şikayetçi değilim ama bazen ah ediyorum
annelerin yetiştirdiği evlatları görünce mesela
toplum ailelerin birleşimi değil midir
işte biz aile fertleri olarak o toplumu çok güçlü dengelerle şekiĺlendirip oluşturmuşuz
Türkiye açısından bakarsak olumlu yönler olmakla birlikte
bence birbirimizi sevmeyi birbirimize çok görüyoruz
öyle saklıyoruz ki duygularımızı
adeta yasaklı
biz yasakladıkça onlar savaş açıyor
büyüyor büyüyor ve yanardağ olup patlıyor
lavların arasında yanıyoruz cayır cayır
niye yanıyoruz niye
gereği ne
gerçekten kader mi diye soruyorum bazen
belki de öyle
suçumuz ne merak ediyorum
bir insan bir insanı nasıl sevemez anlayamıyorum
YALAN!
ne yazık ki kendimize bile yalan söyler hale geliyoruz
kendimize yabancılaştıkça başkalarını eleştiriyoruz ve suçluyoruz
biliyoruz onlar da günahkar
kimse kardeşçe yaşamanın mümkün olduğuna kanaat getiremiyor
çünkü düşünmek zayıflık emaresi
zayıf görülüp dışlanmayalım diye yapıyoruz
yani biz gerçekleri bildiğimiz halde gerçekleri manipüle ediyoruz
suistimal ediyoruz
dışarıya farklı yansıtıyoruz
ve bu danışıklı bir oyun
herkes biliyor zayıf anlarımızın olduğunu
konuşmuyor paylaşmıyor
gizliyor
bu da birikip birikip bir iffetsizlik yanardağı olarak elbette yine patlıyor
biz kirli ruhların içinde ömrümüzü çürütüyoruz..