4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2207
Okunma
ellerimi süreyim dedim bir yıldız bahçesine
batıverdi çamın yalnızlığı
çama çam olmak için
abdest aldım
gözlerimden bir şelale aktı sırata
hangi sırata dedim ölüm kalım var mıydı cennette
cennet değildi, o an anladım ki
anlamak yetmiyormuş güzeli
omzuma bir kuş kondu
boynumla beraber o da terk etti yüzümü
yüzümü neler terketti sonra
dilime yapışmış bir ses tükürdü durdu
sandım ki kirli sakallı bir adama benziyorum
hatta ceketim ıslak mı diye ben de durdum
bir kuş nasıl geri dönerdi
şehre içimi uzattım
yalın haliyle sevdim gökyüzünü
kuşları dahil etmedim
çünkü kuşlar boynumdan öptü beni
ben boynuma
ben boynuma
ben
ben boynuma bir kadını gizledim
kadının ismini gizledim
avucumda bilye taşır gibi taşıdım
muskasını acının
ve acı
boynumun çok evliliği
kovulur buradan bilirim
şurada durmaz üç beş gün
bilirim şu ağzımın büktüğü yalnızlığı
hep uzakla yakın arası gittiğim yalın ayaklarım
bir kuş nasıl geri dönmez, bilirdi
üstelik sönmüş bir buluta benziyorum
bütün aynalar aynı yalanı söyledi
insan olduğumu
bir çırpıda yakılmıştım
burası da cehennemdi
şu kaldırımlar
hep bir ölüm
gri bir örtüye büründüm
gidiyorum
cennet benim haddime değildi
bunu bir o kuş bilirdi bir de
bir de
çam ağacı
Merve Taşçı
5.0
100% (8)