4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2677
Okunma

yıllar geçti zor hatırlıyorum
sanırım annem böyle derdi
"bizi bıraktığında 5 aylıktın"
dile gelsem derdim belki bir iki laf,
baba derdim
gitme.
bilseydi o da gitmezdi
ama ölmek bir insana
bu kadar yakışırmış,yoksa
tabuta örtülen bayrak
olur muydu hiç
ay yıldızlı..
babam öldü diye sevinmiyorum
çünkü Rab bana ağlamayı öğretti
daha 5 aylıkken.
yıllar geçti tabii,
dedem ,
-evlat dedi,
gel buraya
gittim kucağına yerleştim
yıllar geçmişti ama ben hala beş aylıktım.
-bu fotoğrafta ne görüyorsun..
-babamı.
-başka?
-giysilerini...
yüzüne baktım, çocuk aklı.
yanlış söylediğimi es geçmiş gibi
-evlat, acı ne renk giyinmiş dedi
-yeşil, dedim.
gülümsedi
-afferin be aslan parçası,
ama önceden kırmızıydı. Şehit kanı acı derlerdi,
ama bugünden sonra yeşil,
asker yeşili..
yıllar yine geçti,
ben bu sefer yeşilin hüzne değdiği yaştaydım,
askere gidecektim
annem alnımın ortasını öpmek istedi eğildim,
-aman ha oğlum.. sen babana benzeme!
içim titredi,
aylar sonra babamla buluşunca
sormadan edemedim,
baba dedim,
annem nasıldı biliyor musun?
annem hayatını canıyla değil canınla kaybetmişti..
cennete babamın göz yaşları karışıyordu,
ağlama dedim, annemin içi titrer..
sustu
sustuk
annemin hıçkırıkları
2 tabuta fazla geliyordu,
utandık..
acı tekrar kırmızı renge dönüştü...
Merve Taşçı
5.0
100% (2)