22
Yorum
51
Beğeni
0,0
Puan
2949
Okunma

Seyyahın Leyla görüşü, uğultulu kubbenin aralık ayında, feryadını tembihliyor
Son ana bırakılırken, vadileşen ömrün tenhası, ağıttan kal eyleme der gibi Şakaklarımda soluyor, bu mat eskisi beyaz raflık ziyaret edilen dil hükümdarının Affına sığınıyor
Artık arıttık kentimizdeki benliği
Koşan sulara ellerimizdeki yaşamları astık
Su olduk yol olduk ulaşamadık, uzlaşmadık hayatla
Ben benim diyebilecek kadar yakın kendine
Ben beni tanımıyorum diye başlayan
Mecburi bir yaş anıtının
Akıntısıyım diyecek kadarda benimsen dirildi yaşam
Biçimlendirildik çoğu zaman çimlerimiz uzadı aksadık
Kekeledik hayatı dil kuralları kamçıyla sırtımızda cebelleşirken
Şirk yandaşı değil ulvi nihayetlerin toprak kokusuyla kavrulduk
İşlenen var olma güdüsü, niye varsın suçlaması kadarda hayvan ölüsü yaşantı savruldu Gözlerimizde ki bu fer kaybı, şarabi zikirler öldürürdü vakit kızıla çaldığında
Kişneyen insan kalıbıyla beraber ben benim diyememe ayıbı kaldı uzlaşamadığımız hayatta
Sürçü lisan eylediysem ey insan af etme
İçimde birikenin insan kalan yanıma damıtılanıdır isyan
Şuurumun şurubu ekşi, kifayetsiz kitapların kalıntısıyım
Sen yaşa beni bentlerime sarıl
Akıntıma set örme bırak ta aksın ellerimdeki günahlar
Bir Pazar asılır günahlar yığmalı yığıntı yağmura
Pas ertesi iş başına çıkar aklanamayan tavrım
Rafine olmasa da benzer bir sızı tüketiyorum her solukta ciğerlerim kor’uma dargın
Çalı çırpı dağlıyor toynağını kaybetmiş rüzgâr esiyor üstüme üstüme
Yeşil hatlarımın iplerini rüzgârın boynuna bağlıyorum
Serin bir sensizlik esiyorum gün boyu kentime
Uçuyor kuşlar zürbe merasimi bağlayıp bilinmeyeni uçurtmanın beline salıyor bütün iplerini
Göğün tenine yaklaşıyorum orda bir yerde efendinin buyruğuna saklısın biliyorum
Birkaç adım kalıyor gözlerine rüzgâr küsüp gidiyor
Süzüle süzüle
Boşluğa daralıyorum kuşlar bana gülüyor
Ben koşuyorum ardından atı vuruluyor gözlerimin
Neydi sığındığım yerden beni çağıran
Ne elleri pamuk
Ne gözleri mercan bir huri’ idi
Susuşumun hikmeti neydi
Hançerimi bilenmişti sırtımda
Yeşil kesitler miydi alnımdaki anlatım
Kan/adım kesikti kanatlanamadım
Ben bendim bende hiç ben olmadığım kadar sen
Sen sendin kalıbının kalbini çaldırtan vesvese
Yeni uğultular yükseliyor gece ve gündüzün soluğundan
Artan kalabalık selamlıyor ellerimi
Ellerim benim
Ben ellerinde elli belki de belirli bir yaş faili görünüyorum
Sıkça dokunuyor cümle açık kalan harflerin ağzından
Bir kadından çaldığım hilebaz entari
Bir dil de iki tanıdık
Bir sanık O ben değilim diyen sığınaklı kaldırım
Ve beni kandırın Kaldırın bu zaruri yaşantıdan
Sözüm öz ile sıkıntıda ve aksağanım tetikte
Küf ile küfürbaz yanım suskun
Şah beyindeki ölümde
Avcı vuruyor kentini yaşanılacak yer kanıyor
Gök uyuyor uyan diyorum af ile sar yaşantımı
Sarmalasın yaşantımı soluk aralarına kadar
Uyutmadan benliğimi beni bana vermelisin
Besin salgılasın aşk faniye
İhtişamlı hayat sokuşturulsun
Hele yaşam akrabaları üşüşsün üstüme
Ben, ben olma yolundayım yolluğum sen
Ellerinde soluduğum hayat sen
İkna, ıkına ıkına doğurdu yokluğu
Koştu kuşlar dur dedim olmadı, kantarlara çıkarıldı azmim
Gram hileliydi hayat savurdu beni
Kent ayıktı, akşamına varmadan yaraladı beni
Ben bendim sığındım kentime, insan suçüstü aşkta büzüştü
Ben bendim koynumda bir adın susuştu
Ekleme oluğuna doğruldum bir ben vardım doygun bir de yaşam vardı solgun
Ben bir sende birde hayatta hiç olamadım olgun