5
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2112
Okunma

Sevgili Gökyüzüm ve Haftalık takvim saatim..
Havada ipince bir yağmur,üşütmeyen..
şarkılardan,öykülerden firari ipince ve hızlı hızlı
bir yağmur..ilk kez bir yağmur beni güldürmüyor..
Sırılsıklam bana koşuyorum..
Aklımda,yağmurları kıskandıran güvertedeki bakışın..
Yarımyamalak bir şaçağın altında zoraki yaktığım
sigarının ateşini üflüyorum üşüyen bir kediye..
Kentin kalabalık sesine karşı aramıza rüzgarın
uğultusu girmişti..Sorularım,kentin tıka basa
otobüslerinden,’yalınayak’ Varoşlarından,
Cihangir’in kayıp sokağına kadar giderek
kalınlaşıp çoğalıyor ellerimde.
Arkası savrulan bir otobüse biniyorum..
Sorularım burda da beni yalnız bırakmıyor..
İçirde,birbirlerine sokulmuş insanların sıcak ev
özlemleri..Bedenime bir çocuğun saf sıcaklığı yayıldı..
Ürperdim..Aklımda,yağmurları kıskandıran güvertedeki bakışın..
Yüreğimin derinliklerine fısıldıyorum,
bir Cumartesi sabahı dardan rahata eresin gönlüm..
Ben kimseye değil,belki asla heberin bile olamayacak
sensiz kalan kimsesizliğimle ağıtlaşabiliyorum bir tek..
O yüzden daraltıyorum bütün mekanlarımı ve dostlarımı..
Kimsenin duymasını önemsemiyorum..Bundan kime ne..
Geçen cumartesi
fonda peş peşe siyah beyaz şarkılar
kanepede pırıl pırıl bir Temmuz dans ediyor
odada genişçe bir orkestra
dışarda her taşın dibi karanfile kesmiş
bu şehirden gidecektim
nasılsa smirna kucaklar beni dedim
havada bulutların dansı da çıldırasıya coşkulu/görmeliydin
sanırsın gökyüzü tez döneyim diye boca ediyor onca yağmuru
tebessümle baktım göğe
şiirler okudum,mektuplar
bir kez olsun ellerimizle dokunamamışken kendimize
gözlerimizle konuşsak geçecekti bu illet yalnızlık/kim bilir
Geçen cumartesi
oturup çocukça düşler kurdum bir çadırda
kilometre levhaları üzülmesin diye
senin sözcüklerini alıp avuçlarıma
sarıp sarmaladım gövdeme
geceydi,çıt çıkmıyordu
sloganlara çarpan şarkılar
bir de
zehirli gaz kokusu üstümüzde
yazacaktım
kışlık alfabemi boğmasalardı
’Sahi,bazı düşler el yordamıyla mı gerçekçi kılar kendini’?
Kıdemli bir sözcüğün harfleri titrektir
ve onun özne olmaya hakkı yoktur
der gibi bir gizemin var senin
yeni yeni ölümler mi kuruyoruz dersin kendimize?
bizi bizden önce kimse vurmadı oysa
beklentilerimizin boşa çıkması bir çelişki değil mi?
gazetelere üçüncü sayfadan haber olamadık ne yazık
yarından tezi yok yüksek trajlı bir gazeteye
iri puntolarla ver ilanını
deki mesela
gülüşlerimize el koyanlar nerede!
fakat aklımızı kendimiz fırlatıp attık okyanuslara
ne vardı
bir şehrin çatısından nişan almaya gövdemize
hadi şimdi
uyandır uyandırabilirsen bu kabusu
’fikirsel ve duygusal
bir çatışmada kaybettiğim sözcüklerim ve
hasarlı cümleleri saymazsak
kalan sağlarla bitirebilirim sanırım bu hikayeyi
bir dahaki cumartesiye’
5.0
100% (11)