7
Yorum
11
Beğeni
4,9
Puan
1817
Okunma
ilk istasyonda kesildi uykunun bileti
kefensiz adamları katletti yol boyunca
kıraç topraklarda susuz kalan uçurumlar
döndükçe savruldu ateşin kıvılcımları
dipsiz kuyulara düştü gölgem
senin coğrafyanda bölündü gece
hasretin boyu çekti yine
uzun ince kıvrılan yola düştü gün/eş
gök gürledi/ şimşek çaktı
kayıp kentin yıldızlarından döküldü
dudağımda gülümseme
değmese de tenin tenime
heyecanlı bulutun gözlerinden yağdım dudağına
hayalini eş tutup sıkıldığı boş koltukta
uzayan heyamola da uyuştu kaldırımlar
daha şafağa çok var
çiğ çoktan yağdı yüreğinin mavisine
güz asi yağmura gebe
bekle geliyorum özlenen son/bahar
içmeden daha günü sabah kahvaltısında
ve taranmamış düşlerine belik yapsak vuslatı
dokunmasa hicran yeli maşuk’un saçlarına
hep öylece döşesek sevdayı ankaray geçidine
teyel atıp topuğundan mutluluğu
kazık çaksak gidiş-dönüş rıhtımına
sol şeritten hızla akmasa zaman
şakağımda heyecanın son kurşunu
ter/kan içinde
güneşi öptüm
Ümmü AŞCI
(üma)
5.0
94% (15)
4.0
6% (1)