2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
911
Okunma
Soğuk Bağçe
unuttuğumdan mıdır nedir
gözlerimdeki saplı bıçakları çıkartmadım
kendi ölümümü gördüğümden beridir
ıskalıyorum her şeyi
saatlerini ayarlamaktan yorulmuş ahşap bir gardiyan
gibi
sıkıca kapatıyorum avcumu
avcumda kuş lekeli kelebekler arzusuyla
inciniyorum, ufak tefek bir şeyim çoktandır
yağmur sakallarıma batmayı öğrendiğinde
babamla işimin kalmadığını anladım
yoğruldum, doğurdum, doğruldum hattâ
geçen senelerin yasını tutmadım hiç
avcumda ellerim kendimi sımsıkı tuttum
her bahar gecikeceğini söyler
tartılı ağıtlara, son kez söylenir garip
küçük birer dua
sonra suya bırakılır her öğüt
şeklini alır, kavganın damlarında rutubetli doğa
ziller takılır zangoçlar uyandırılır
bir ezan sesiyle
çırpınır durur yalvarış hikmeti
kendi kapısını kendi örter üstüne
ve kilitler
bir sabah daha görmemek için
-bu yüzden allah’a inanan memeler vardır-
bir kıvılcım için dağı geçen anneler
elbet ağlar yarasına
çocukların yüzünde sonsuz hıçkırık
devam eder bıraktığım şarkıya damlamaya
gözüm aynada gitmez benim
kefenimde bolca ümit, bolca çamur şiir
zamana inanmadığımdan mıdır nedir
ne geldin, ne gittin
ne geldim, ne gideceğim
bunu bilir bunu arşınlarım toy yarınlar için
kimse avcundan su içer gibi yaşayamaz
ve bazı kimse kimseyi öldüremez
gözlerinde yaslı ve yaşlı bir bıçak taşıdığı için!
Payanda
5.0
100% (6)