Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Payanda
Payanda

Dağda Masumluğuna İnandığım Lavanta Çiçeği’ne Ağıt

Yorum

Dağda Masumluğuna İnandığım Lavanta Çiçeği’ne Ağıt

( 8 kişi )

3

Yorum

8

Beğeni

5,0

Puan

2116

Okunma

Dağda Masumluğuna İnandığım Lavanta Çiçeği’ne Ağıt

Dağda Masumluğuna İnandığım Lavanta Çiçeği’ne Ağıt


dağda masumluğuna inandığım lavanta çiçeği
sessizliği karıştırıp ay yapıyorum kendime
avcuma yaklaşma sebebim belki de bu
riyâsız bir sandalye arıyorum
geçmişimin güzel görüneceği bir pencere
anlamsız uykusuzluk değil zamandır
dünyadır, dönüp duran akbaba gibi başucumda
-acılar yok yere-
dur demeliyim orospu lakırtısı genzime

sabaha yakınım istediğim oldu
gece bekçisi der bana babam
ağzımdan kuş düşürdüğüm için
gölgesine kanar durur, yıllanmış şarabı bekletirim içimde

bilmeden

kurban olduğum tanrılar
şimdi kimden can alır
öğütülmüş kısraktan kan mı aratılır
yolu bulamaz, yol
gövdenin dönmediği adımdır
kaybolan çocukların mektubu nedense tanrılardan önce gelir

kapım eskir
kim uzansa portakal kabuğuna dönmüş korkulara
içimdeki dağ ezilir
gezinip durur yazma isteği
ve yazamayacak hâl bütünlüğü
ne yapsam
bazen yapamadığımdadır.


sanki arduvaz taşıydı kalbim
cehennem ortasında!
bilmeliydiniz
nasıl kimsesizdim içlerinize bakarken
yalımın önemsendiği bir çağda
ormanlar niye yansındı? insanlar niye –(!)

kimin yuttuğunu aldık ağzımıza
ve neyin kurcalamasını yapıyorum
küllerimi avuçluya avuçluya
aşk seçeyim desem yıldızlar daha yakın
süt desem bulutlar bunca beyaz
güzellik desem içime koşmak olmaz
garip yığıntısındayım
küsmeye telâşlı.

El Capitan Dağı!
hayat
dik sevişmelerine
örtecek direncim kalmadı.
*

uzatılacaksa uzatılsın bu nehir
isli bayırlarda koşacağım kalmadı
ot dönmüyorum yıldırıma
iç çekmiyorum çekmecelerdekine bakıp bakıp
kaldırdım dağı! baktım yok
bir lavanta çiçeği bile
belkim yok
kalkmaz da günlerin hışırtısı üzerimden
sinsî yılanlar avutuyor dikenleri
bulsam sarınacağım o huzur denen
sonsuz uykuya
yok kutsadığım savaşlar
yok ekmeğini elinden aldığım
yok oh dediğim
Ey! hayat
büyük lokma
boğazımda durmadan kaldığın
sönük duvar
silik küvet
kim kesecek bu sana haykıran ellerimi
yine benden başka.

büyük konuştum
büyük denizleri gördükçe
ağlayışım benzedi
çamur hazinem oldu
kuytularda bir sevgi sıcaklığı aradım belki
çocuktum
çok çocuklu bir omuzdum
yaşlandım geldim geleli
öldüm ilerlerken
ölünce dur yaşa dedi!

geçti

üzerinden
yığınlarca kamışsız meyveler
tadına bakılmadık heyula kalmadı bende
kin tohumları ekmedim fakat
koşturdu üzerime bıçağa kurban olmuş tanrılar
neyi ayırt etmeye gelmişlerdi
ne yapılabilirdi sivrî bir emelle
birbirine berkit, ayrı ne durabilirdi?

bacaklarını yalnızca ne için açarsa
o mudur insan
toprağın keyfine mi ölüler
gidin başka yere gömün benim berbat gecelerimi
hükmen mağlup olduğum suları
kanıya kanıya bakıştığım memeleri
içimde saf memeleri
kalplerini örten
kötülüğün demek istemediği
-
ne varsa yüzüme ekleyip
bakmadım mı göğe?
sanki isteksizdi silâhlanırken
avcıma âşık olduğum
günler geri gelmeden
kaçışıyorum çiftliğimden.

gece bekçisi der bana babam
gündüzleri insanlara görünemediğimden

belki olurdu cennet eczası
bir dokunuş
ah bin okuyuş
isterim ben!

Ey! sümüklü böcek
görkemsiz halaylar
zincirsiz korkuluklar
ussuzlar
neresine dönsem batıyor zaman
alın beni kuşlar! götürün
siz daha iyi bilirsiniz
adresi kara bu dünya
ya da hapistekiler
bir tünel bir kuyu kazalım
gitmek için buralardan!

suçum yoktu baba
gece bekçilerinin suçu olmaz mezarlara bakmaktan başka
şiir saklamaktan, yakmaktan hattâ
bir kadına daha çok inanmaktan
bir adama daha çok utanmaktan
bir yaşâma daha çok azalmaktan


çiğ süt emmiş kadın düşüyor gece yatağıma
gözümü açıp bakamıyorum
ağlamaktan…




Payanda

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (8)

5.0

100% (8)

Dağda masumluğuna inandığım lavanta çiçeği’ne ağıt Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Dağda masumluğuna inandığım lavanta çiçeği’ne ağıt şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Dağda Masumluğuna İnandığım Lavanta Çiçeği’ne Ağıt şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
külbahçesindetutsak
külbahçesindetutsak, @kulbahcesindetutsak
12.2.2013 18:10:27
bazen okuduğum birşey çok iyi gelir, tam da zamanına denk geldiği için mi iyi gelir? onu bilemiyorum.
teşekkürler, okumamız için burada yayınladığınız için.
türkmendağlı
türkmendağlı, @turkmendagli
8.2.2013 22:42:59
Dağda Masumluğuna İnandığım Lavanta Çiçeği’ne Ağıt

Dağda Masumluğuna İnandığım Lavanta Çiçeği’ne Ağıt


dağda masumluğuna inandığım lavanta çiçeği
sessizliği karıştırıp ay yapıyorum kendime
avcuma yaklaşma sebebim belki de bu
riyâsız bir sandalye arıyorum
geçmişimin güzel görüneceği bir pencere
anlamsız uykusuzluk değil zamandır
dünyadır, dönüp duran akbaba gibi başucumda
-acılar yok yere-
dur demeliyim orospu lakırtısı genzime

sabaha yakınım istediğim oldu
gece bekçisi der bana babam
ağzımdan kuş düşürdüğüm için
gölgesine kanar durur, yıllanmış şarabı bekletirim içimde

bilmeden

kurban olduğum tanrılar
şimdi kimden can alır
öğütülmüş kısraktan kan mı aratılır
yolu bulamaz, yol
gövdenin dönmediği adımdır
kaybolan çocukların mektubu nedense tanrılardan önce gelir

kapım eskir
kim uzansa portakal kabuğuna dönmüş korkulara
içimdeki dağ ezilir
gezinip durur yazma isteği
ve yazamayacak hâl bütünlüğü
ne yapsam
bazen yapamadığımdadır.


sanki arduvaz taşıydı kalbim
cehennem ortasında!
bilmeliydiniz
nasıl kimsesizdim içlerinize bakarken
yalımın önemsendiği bir çağda
ormanlar niye yansındı? insanlar niye –(!)

kimin yuttuğunu aldık ağzımıza
ve neyin kurcalamasını yapıyorum
küllerimi avuçluya avuçluya
aşk seçeyim desem yıldızlar daha yakın
süt desem bulutlar bunca beyaz
güzellik desem içime koşmak olmaz
garip yığıntısındayım
küsmeye telâşlı.

El Capitan Dağı!
hayat
dik sevişmelerine
örtecek direncim kalmadı.
***

uzatılacaksa uzatılsın bu nehir
isli bayırlarda koşacağım kalmadı
ot dönmüyorum yıldırıma
iç çekmiyorum çekmecelerdekine bakıp bakıp
kaldırdım dağı! baktım yok
bir lavanta çiçeği bile
belkim yok
kalkmaz da günlerin hışırtısı üzerimden
sinsî yılanlar avutuyor dikenleri
bulsam sarınacağım o huzur denen
sonsuz uykuya
yok kutsadığım savaşlar
yok ekmeğini elinden aldığım
yok oh dediğim
Ey! hayat
büyük lokma
boğazımda durmadan kaldığın
sönük duvar
silik küvet
kim kesecek bu sana haykıran ellerimi
yine benden başka.

büyük konuştum
büyük denizleri gördükçe
ağlayışım benzedi
çamur hazinem oldu
kuytularda bir sevgi sıcaklığı aradım belki
çocuktum
çok çocuklu bir omuzdum
yaşlandım geldim geleli
öldüm ilerlerken
ölünce dur yaşa dedi!

geçti

üzerinden
yığınlarca kamışsız meyveler
tadına bakılmadık heyula kalmadı bende
kin tohumları ekmedim fakat
koşturdu üzerime bıçağa kurban olmuş tanrılar
neyi ayırt etmeye gelmişlerdi
ne yapılabilirdi sivrî bir emelle
birbirine berkit, ayrı ne durabilirdi?

bacaklarını yalnızca ne için açarsa
o mudur insan
toprağın keyfine mi ölüler
gidin başka yere gömün benim berbat gecelerimi
hükmen mağlup olduğum suları
kanıya kanıya bakıştığım memeleri
içimde saf memeleri
kalplerini örten
kötülüğün demek istemediği
-
ne varsa yüzüme ekleyip
bakmadım mı göğe?
sanki isteksizdi silâhlanırken
avcıma âşık olduğum
günler geri gelmeden
kaçışıyorum çiftliğimden.

gece bekçisi der bana babam
gündüzleri insanlara görünemediğimden

belki olurdu cennet eczası
bir dokunuş
ah bin okuyuş
isterim ben!

Ey! sümüklü böcek
görkemsiz halaylar
zincirsiz korkuluklar
ussuzlar
neresine dönsem batıyor zaman
alın beni kuşlar! götürün
siz daha iyi bilirsiniz
adresi kara bu dünyayı
ya da hapistekiler
bir tünel bir kuyu kazalım
gitmek için buralardan!

suçum yoktu baba
gece bekçilerinin suçu olmaz mezarlara bakmaktan başka
şiir saklamaktan, yakmaktan hattâ
bir kadına daha çok inanmaktan
bir adama daha çok utanmaktan
bir yaşâma daha çok azalmaktan


çiğ süt emmiş kadın düşüyor gece yatağıma
gözümü açıp bakamıyorum
ağlamaktan…




Payanda

Zengin vurgular var dizelerinizde ve çarpışan fikirler, tersler yüzler diyelim.Emek çekerek yazdığınız şiirinizi kutluyorum. Yunus diyarından selamlar.
yara terbiyecisi
yara terbiyecisi, @yaraterbiyecisi
8.2.2013 20:42:44
5 puan verdi
Sen bu işi cidden iyi biliyorsun payanda buna kanaat getirdim. Hani okurken soluğu kesilir ya insanın, işte öyle oldum.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL