12
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2256
Okunma

Boğuldukça uyandırır hepsi hepsi bir tuğla ederiz dünya duvarında
Figürlerin daireye benzetildiği bir zamandan
Bilekleri damgalı fosilleşmiş leyleklerden çok çektim
Ne vakit sular kudursa kıyılar küserdi
Bu tarlada mısır çok insan az korkuluk çok özgürlük yok yasak yığınla
Dalgalar gibi insanlarda birbirlerini büyütüp küçültme eğilimindeler
Yarıkları doldurdukça geçmişin belirsiz biçimini sıktım avuçlarımda
Hey kaybetmeyen!
Ahlak bekçileri krema tabakası yaşlılar gençler
Azgın burjuvalar için yazmıyorum
Şiddetim romantizmden uzak
Ekleri hiç eden bir kadınım
Dimdik ve inanmış olduğunuz aşktan kandan öpüşmeden
Cesaretten yasaktan yalandan utançtan ve ölümden
Arınarak yazıyorum
Yaşamın verdiklerini yazıyorsun
Ben aldıklarını çarptıklarını yıktıklarını yazıyorum
Her kaybeden gibi yeraltında bir nehir arıyorum
O kulübe sürüklenmek adına
Huzura erişmek için nefretinin katili
Çakışan yolların bekçisisin
Deniz kıyısı evlerinin sürüngenlerine imreniyorsun
Ben bir kaybedenim!
Ekimde biriken tuz sularıyla
Sorgusuzluğun başlarına doğru hüküm giydim yaşama
Bıyıklı balıklar yakalayan oltam zarafetini yitirdi
Kimse tutmuyor onu
Acı ormanına doğru kuşları korkutmadan uçtum
Herkes kanatlarını asla sonuna kadar açma dedi bu poyrazda
Açtım
Güneşin peşinden çığ düşermiş ben ayın peşinden düştüm
Avuçlarıma kırılan dişlerimi
Dişlerimin arasına kurulan düşlerimi doldurdum
Benden öncekiler ölüydü sonrakiler de ölümlü
Doksan derece ateşte pişmemiş doksanlar yığınla aşı yedim
Doksanlarda kargaların yol gösterici birer kaltak olmasından
Meleklerin el altından insan pazarlamasından
Ve bir milyon yarasanın kanımı emmesinden sonra
İlk sözcüğümü söyledim
Vurma
Gözü kısık şehirlerde
Sevişçocukları doğdukça sansürlendi gerçekler
Herkes ötekiler
Buruşukluğumuz dahi aynıydı oysa
Birinin diğerinden daha doğru olduğunun söylenmesi yayardı sıtmayı
Bilemezsiniz ateş dahi terlerdi
Doğmak yerine kusulmuşların penssiz bellerinde
Devasa ihanetleri çimenler ve sol anahtarından geçirmezken
Yüzümdeki maske inançök ardından yıprandı
Yıprandıkça ortaya çıkan masumiyetime kimse güler sanmadım
Şeytanların cennet bileti sattığı pazar yollarında sonları
Viraneye uzanmaları bekledim
Şairlerin şiir yerine kusmuk doldurduğu sayfalardan
Kalemin vurdukça topuğumun su toplamasından
Cam levhaların açık kanatlarımı kırmasından çok çektim
Aşkın savaş olduğu yıllarda tarafsızdım
Bana düşman görünmeyen melekler karşı tarafa şeytandı
Bilmiyorsunuz orta yerimde yeşeren koca aşk çınarını
İhanet rütbesini yükseltmedikçe
Aşkı da sevmedim savaşları da
Kazanmayı da sevmedim barışı da
Ben bir kaybedenim!
Ekimin sonlarına doğru doğdum
Korkmam buz gibi aklımın ısınmasından ve korkmam sevgiyi hiç tatmamaktan
Amma öldüğüm vakit beni gömün diyecek insanın etrafımda kalmamasından
Sesimin çıkmamasından korkarım çok korkarım ben insan gibi doğmamışlardan
mö/w
5.0
100% (15)