Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
waratte
waratte

Sıradaki öpücüğün el kitabı-taşlaşma enstitüsü

Yorum

Sıradaki öpücüğün el kitabı-taşlaşma enstitüsü

( 31 kişi )

14

Yorum

35

Beğeni

4,9

Puan

2936

Okunma

Okuduğunuz şiir 29.8.2014 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.

Sıradaki öpücüğün el kitabı-taşlaşma enstitüsü


















düşsüzler zamanın sulak tarafındayken
bozuk hücrelerle hızla kuşatılan bir mikro cehennemde
gelecekten geçiyordum
kimse dönüp söndürmez o ateşi sürüklendiği havada





bu nasıl veda edileceğini bilmemekti


dünyanın bekleme odasında
Sıradaki öpücüğün el kitabı’nı düşürdüm
ruh taşıyıcıları atmosferden geçerken
ay ışığına yakalandı
onlar sadeliğin yükselticileri

hayatlarına ateş etmek için acele edenler
ay tarafından farkedilmez
tımarhaneler
çöplükler
mezarlıklar
hapishaneler
hayatına ateş etmek için acele edenlerle dolu






Çok üzgündüm
Tanrı beni o gün sağacağı ilk inek listesine eklemişti
memelerimden süt yerine kan geldiğinde öleceğimi biliyordum
Sıradaki öpücük’lerin hepsi irinle kaplı
pis kokulu kolozyonlarla sarılmış gelip gidecekti



hiç olmamış olmamayı isteyecek bir lüks olsaydı tanrının yanakları kötü kokacaktı


suç doğmanın kötücül karşılığı
sıradaki suçlu 14.878. ağlamasının ödülünü içiyor
emekliyor koşmaya çalışıyor
kendi sınırlarını oluşturuyor
yıldızüssünde çalıştırılan mikroplar
dünyanın dağlarını denizin dehlizlerine kadar indiriyor
bu işlenmiş sınırsız derinlik
sınırları şeffaflaşan zihnime ışık tutuyor
beynimle kozmik çatılar arasına
saniyede 10000 kaçış teorisi yerleştiriyor
zaman uzman kuşlara bölünüyor
gökyüzü filozof yağdırıyor yasadışı
dişlenmeyi isteyen mavi portakal gölcük olduğunu bilmeden denizim tekneler benim diyor



iyi gözler kötü gözlerin sürmesidir
şimdiki saniye sürmeli sonraki silik daha sonra kötülüğün adı da sonra da yok






herkes olduğu kadar yaşadığı ve yaşlandığı kadar
kocaman birer ev
değerli mücevherler
son model arabalar değil
gelecekle olan ilişkileri buraya ait
zamanı durdurup içinde dinlenmek isteyen kimse yok
çirkinliklerin hormonlarını avuçlamasına
somut suçluların arasına girebilmek için izin veriyor


büyük suçlular nadasına hoşgeldin ilk ağlamadır



tabelalar paslı ve siliktir burada
başarısızlar gibi içgüdülerini kullanarak girersin



neşeli bir çiçeğe konmayı reddettiğimde
gecenin tarlasında beyni ağzından dökülen insanlar
görünmemeye başlayana kadar gittim
özgür tasarımım gün ışığında işe yaramadı
nereye bulaşacağını bilemeyen virüslerle tanıştım
kaçtığım ve geldiğim yer aynı küçüklükte
"başta" her başarısız insanın solgunluğu
sonda "olmak kudreti" eriştiğim
hilelerle kazanılan dünyada
kestanelerini süslemekte olan masalcıyla
tualine isim düşünen ressamla
kırbacına pembe püskül takan çiftlik sahibiyle
siyahın üstüne pembe boyamaya çalışanla
kendini derisinin içinde yetiştirip taşlaşmaya başlayanla
aklına hayatı ve evreni sığdıramayanla
aynı biyolojik ölmekteliği paylaşmıyorum




Arizona’da kendini balık zanneden balonlar tanıdım
balıkçılardan korkup kuşlara yakalanan balonlar
sıfırlanıp sıfırı yok eden tek varlıklardı




başladığım doğmaya hangi müzik eşlik etti dinliyorum
bitirmek üzere olduğum yaşama aynı müzik eşlik ediyor dinliyorum




gerçeklikten geçiyordum
ölüyor olmam ve herkesin ölüyor olup sıfırı öldürmemesi sıradaki
TAŞLAŞMA doğuruyor.




































Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (31)

5.0

97% (30)

2.0

3% (1)

Sıradaki öpücüğün el kitabı-taşlaşma enstitüsü Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Sıradaki öpücüğün el kitabı-taşlaşma enstitüsü şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sıradaki öpücüğün el kitabı-taşlaşma enstitüsü şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
YAŞAYANKELİME
YAŞAYANKELİME , @yasayankelime
2.9.2014 18:38:53
gecti benim

Sair "yok"
Siir var

Dedikce kiziyorlar birde

sifir kayip


Sairi Siirlerde bulana Asktan ote Bir siir olsun daima


Kutluyorum .

Sevgi Bizden,



.

YAŞAYANKELİME tarafından 9/2/2014 6:40:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
Süleyman Toprak
Süleyman Toprak, @suleymantoprak
30.8.2014 22:38:27

Resmine baktığım güzel kız, genç kız
Unuttum, Unuttum, Unuttum seni
Eski bir albümde durursun yalnız
Unuttum, Unuttum, Unuttum seni

İki harf, bir imza, bir tarih; garip
Besbelli üçü de mutsuz muzdarip
Aklımı zorlama karşımda durup
Unuttum, Unuttum, Unuttum seni

Bilemem aradan geçti kaç sene
Memleketin nere, kimsin adın ne ?
"Hatırla" diyerek bakma yüzüme
Unuttum, Unuttum, Unuttum seni.

A.Karakoç

...............

Güzel şiir hatta çok çok güzel bir şiir.Defterin son zamanlarda nadir gördüklerinden.Üsttteki şiirin günün şiiriyle bir ilgisi yok uzaktan yakından.Paylaşmak istedim.
Kelimeleri güçlü kullanmış şaire,oynamış hatta kedi misali.Tebriklerimle.
Serhat AKDENİZ
Serhat AKDENİZ, @serhatakdeniz
30.8.2014 17:18:27
ah sevgili Pınar'cık neden böyle yapıyorsun sürekli neden normal insanlar gibi
yazmıyorsun?
aynaya yazıp uzaydan yansımasının yansımasını şiir diye sokuşturuyorsun fakir beynimize?
sanki bir kırkayak yürürken izlermiş gibi halüsine ediyorsun insanı!

evet şiir bir yanıyla kelime sihirbazlığı amlam öteleme illüzyonu
bir şiirimde söyle dedimdi;

unutsam unutsam;
düşlerimde yürüyebildiğim,
beynimle ayaklarımın yer değiştirip
nefessiz bir uykuya daldığım an!

sağır bir ressamın;
kristal vazoya düşen
’gözyaşlarımın sesinin resmini’
çizebildiği an!..

yani hiçbir zaman!


ve işte yaptığın tam bu!

insanı sağır edip piyanoda Mozart'ın yüzbilmem kaçıncı
bestesini çalıyorsun!. yapma bunu...

ben sana gün gelecek belki en iyi değerli şiirleri sen yazacaksın dedimdi
doğru. içindeki; bedenine 3 aklına da 5 beden dar gelen düşünce uzayın için
yanılttın beni!

ben şâir olacaksın dedim sen tuttun SHAKESPEARE oldun!


Tanrı çok az kişiye düşündüklerini değil hissettiklerini
yazma kâbiliyeti verir! Onlardan birisin şüphesiz kıymetini bizim kadar bilirsen!


hürmetle







Kalimera.
Kalimera., @kalimera-
30.8.2014 14:19:31
5 puan verdi
Zamani durdurup icinde dinlenmek isteyen ben varim canim kizim. Evrenle birlikte muthis bir yorulmusluk.
Dileyene verebilirim insani hirs ve heveslerimi.

Cok az insan
Cok az madde
Ve bi kac iyi kalp... yeterli.

...senin dunyani cok iyi bilen olarak siirine hayranligim ve saygim buyuk.
Sevgiler kizima.
Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
30.8.2014 13:43:25
5 puan verdi

Şiir anlamsal bütünsellik içinde baştan sona sağlam ve emin adımlarla ilerlemiş.

Şair kurduğu evrende, gerçeğe dayalı inanç çerçevesinde dünyayı, insanları, yaşananları, duyguları, iyiliği, kötülüğü geniş bir persfektiften ele almış.

Ne var bu evrende


Yaratıcı var
Cennet var
Cehennem var
Dünya var
yaşanan an var
yaşayanlar var
suç var
ceza var
iyi var
kötü var
ve bunlara yüklenen farklı anlamlar var.
geçmiş var
şimdi var
gelecek var

gerçek ve yalan var

Ölümün ve yaşamın gerçekliği - yalanlığı... netliği ya da flu olanlığı var.

ölüm var...Ve tabi ki bütün bu ayrı evrenlerden yaşanılan dünya ve zamanlardan ölüme kadar geçen sürede yaşanılanlara derin, hicveden bir Mukayeseli bir sorgulama var. ı


Şiirin kurgusal yapısına baktığımızda,

Ne diyor anlatıcı, öykü vari gibi ama olmayan, dijital son teknolojinin uygulandığı artık uzay çağının da ötesi bir gelişmişlik düzeyinde olan, bir insanın önce düşsüz ama zamanın su gibi akıp geçtiği cennetinden, düşlerin çok kurulduğu, hayattan başka şeyler beklemenin cehennem olarak görüldüğü alevler, ateşler içindeki yere doğru bir yolculuk içinde şiirine başlamış.Sonra ne olmuş...Dünya...yaşadığı yer bekleme odası..


Derken... yaşarken düşlerini yaşatanların dünya dışı , düşleri olmayanların başka bir dünya dışının, birbirinden geçiş yeri olan dünyanın ise başka bir dünya olduğunun altını çizmi.



Evet 3 dünya...Cennet, cehennem, dünya.....Hissettiklerimize, anlamlandırdıklarımıza göre yaşadığımız yerler.Dünya da her üç dünyayı da görürüz.
Aynı zaman da bütün zamanları sırasıyla bu üç dünyada görüyoruz.


Felsefi derinliğiyle, hayata, insanları derinden sorgulamasıyla gerçekten nitelikli çok nitelikli bir eser okudum.


Düş kurmak cehennem, çirkinlikler içinden geçmemek kaçınılmaz gerçek gibi veciz bir söz eklemek geldi içimden.



Sürrealizm dokunuşlu anlatımıyla ; özgün, yaratıcı , imajlarıyla şiirin başlığı gibi mesela, ciddi anlamda hem görsel, hem duyusal, hem zihinsel anlamda okurunu sorgulara çeken, dünya - hayat - insan üçgeninde yaşıyor olmanın anlamını katmerlendiren bir eserdi.



Kutlarım değerli eserinizi Pınar Hanım.


Teşekkürler paylaşım için.Esenlik dileklerimle.









Şükran AY tarafından 8/30/2014 2:03:39 PM zamanında düzenlenmiştir.
srkn61
srkn61, @srkn61
30.8.2014 13:19:00
Değişiklikler farklılıklar elbette iyidir, kesinlikle karşı değilim hatta destekliyorum.

Fakat;

Kimileri Türk Halk Müziği sever kimileri Pop, kimileri Rap vs.. Örnekleri çoğaltmak mümkün

Elbette sizin şiirlerinizi de seven çıkacaktır lakin ben sevmedim..
Rampaların Ustası
Rampaların Ustası, @hasan-abi
30.8.2014 10:55:25
"Duygu, çağrışım ve izlenimlerin dizeler halinde dile getirildiği söz sanatıdır şiir. Hiçbir zaman kesin ve tam bir tanımına ulaşılamayan türlerden biridir ve çok genel olarak şiir, düzyazı dışında kalan bir anlatım biçimi olarak nitelendirilebilir. Ama şiiri düzyazıdan ayıran yegâne özelliği, dizeler halinde yazılması değildir. Diğer yazınsal türlerden farklı olarak şiirde çağrışım, imge, sezgi, duyular, duygular önemli bir yer tutar. Anlatım daha kapalı, söyleyiş daha müzikal ve etkili, duygular daha güçlü, algılar daha ön plandadır. Şiirde tanrısal bir yücelik, büyüleyici bir güzellik, çözülemez bir gizem, sözcükleri ve sesleri birbirinden ayrılamaz bir ezgi vardır.

Şiir, dilin anlam, ses ve ritim öğelerini belli düzen içinde kullanarak bir olayı, ya da bir duygusal ve düşünseldeneyimi yoğunlaşmış ve sıradanlıktan uzaklaşmış bir biçimde ifade etme sanatıdır.

Valery’nin tanımından hareket eden Suut Kemal Yetkin, yürüyüş ile raks (dans) arasındaki farkı, düzyazı ile şiir arasındaki farka benzetir ve “Şiir bu kadar esrarlı ve çözülemez bir terkip olduğuna göre, nesre çevrildiği zaman şiirliğini koruyan bir şiir tasavvur olunamadığı gibi, nesrin nazma sokulmasıyla elde edilen bir şiir de öylece tasavvur olunamaz. Ve gene bir öylece bir şaire şunu veya bunu anlatmalısın demek kadar manasız bir şey olamaz. Zaten şair bir şey anlatmaz, anlattığı zaman da şair olmaz” der. İlk şiirlerin insanoğlunun dinsel törenlerine eşlik ettiği, bilinen bir gerçektir. Çağlara ve toplumlara göre şiir beğenileri, mükemmel şiirin ölçüleri değişse de, iyi şiirin nitelikleri hemen hemen her dilde ve kültürde yukarıda belirttiğimiz ortaklıkları taşır. Destanlar, ninniler, türküler, ağıtlar, insanoğlunun ilk sözlü sanat ürünleri ve ilk şiirleridir aynı zamanda.

Ahmet Haşim, “Şiir, bir hikâye değil, sessiz bir şarkıdır” diye tanımlar şiiri; J. Cocteau “Ne masayı anlatacağım diye masa kelimesini kullanacaksınız, ne kuşu anlatacağım diye kuş kelimesini, ne de aşkı anlatacağım diye aşk kelimesini” der; Salah Birsel’se Şiirin İlkeleri’nde aynı konuda şunu söyler: “Doğrusu şiirin hiçbir anlamı olmaması değil, şiirin o anlamı bağırmaması gerekir“. Bu tanımlardan, şiirin işlevinin anlatmak değil, duyurmak yani hissettirmek olduğu sonucuna ulaşabiliriz. İlhan Berk de “Anlamla Yola Çıkılmaz: Şiir Bir Şey Anlatmaz. Anlaşılmak İçin de Değildir” başlıklı yazısında aynı noktaya değinir:


Bir şiiri anladığımızı söylemek çok su götürür. Bunu yalnız büyük bir şiir için değil, orta halli bir şiir için bile söylemek zordur. İyi bir şiir anlamla yola çıkmaya her zaman engeldir. Her şeyden önce bir şiirden bir düzyazıdan anladığımız anlamada bir anlam beklemek, ona öyle yaklaşmak şiirin doğasına aykırıdır. İyi bir şiir bir şey anlatmak şöyle dursun, ona uzaktan yakından yanaşmaz; arkasını döner. Anlatılmaz olanladır onun çabası, savaşımı. Ordadır gözü, ordan seslenir, bakar. Böyle bir şiirde anlama sarılmak işe yaramaz. Bunda usun da yararı yoktur. Usla yaklaşmak şiiri bütün bütün çıkmaza sokar. (…) Oktay Rifat bunun için “Akılla yazılan şiir en kötüdür bence” diyecektir.

Behçet Necatigil’in şiirle gerçeklik ve bilgi arasında kurduğu bağ da İlhan Berk’inkine benzer: “Şiir bir sorun, bir durum üzerine ölçülü konuşan, susunca da bizim düşünmemizi bekleyen bir olgunluktur, bir kıvamını bulmadır” derken şairin söylediği, sadece sanatçının değil, okurun da şiire kattıklarını düşündürür.

Şiiri diğer türlerden ayıran en önemli fark, gerçeği imgelerle anlatması ve her okuyanda farklı bir etki, izlenim, çağrışım yaratmasıdır. “Güneş batıyor” cümlesi, duyan her kişi tarafından aynı şekilde algılanırken “Gün çingeneler gibi göçebeydi ufukta” (Cahit Sıtkı Tarancı) dizesinin her duyanda farklı bir etki yaratması, imgenin gücünü gösterir.

Şiirsel sözün düz yazısal sözden en büyük farklarından biri de, şairin sözcüklerin ezgisini yakalamasıdır. İlk anda müzikal etkiyi sağlayan şeyin ölçü ve uyak olduğu düşünülebilir ama modern şiirde bu türden biçimsel öğelerin hiç kullanılmadığını anımsamak gerekir. Yine de şiirsel etkiyi sağlayan nedir o halde? Fuzulî’nin bir gazelinde geçen “Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım” dizesindeki müziği yaratan sadece vezin olabilir mi? Sözcüklerin yerini değiştirirsek, sadece vezin vezin, google mi bozulur? Dizenin ruhunda da büyük bir değişiklik oluşmaz mı? Benzer şekilde Cemal Süreya’nın art arda gelen yirmi şiirinin son dizesini oluşturan “Keşke yalnız bunun için sevseydim seni” dizesinde ölçüden de uyakian da fazlası yok mu?

İnsanoğlunun ilk edebî yaratısı, şiirdir aslında. Ve başlangıçta, şiir, dans, müzik, tiyatro daima iç içedir; yüzyıllar geçtikçe bu sanatsal etkinlikler birbirinden ayrılır ama birbiriyle bağı yine de hiç kopmaz. Nitekim edebiyatta ilk kuramsal değerlendirmeleri içeren Poetika adlı eserinde Aristoteles, “şiir” derken tiyatrodan söz etmektedir; çünkü Antik Yunan’da tiyatro ve şiir birbirini tamamlayan türlerdi...."

ALINTI..

LaEdry tarafından 8/30/2014 10:57:26 AM zamanında düzenlenmiştir.
Nimet Öner
Nimet Öner, @nimetoner
30.8.2014 05:34:53
Sevgili Pınar,akıcı imgeler ile altı çizilecek bir çok dizeyi barındıran bir çalışma.Güzeldi.Kutluyorum yürek sesinizi.Sevgi ve selamlarımla...
VAHA.
VAHA., @vaha-
30.8.2014 00:34:28
iç kanamalı, kapalı şiirleri seviyorum...


Tebriklerimle.
uranus
uranus, @uranus
29.8.2014 21:48:38
5 puan verdi
.

uranus tarafından 8/30/2014 7:39:51 AM zamanında düzenlenmiştir.
Etkili Yorum
Nevin subaşı
Nevin subaşı, @nevinsubasi
29.8.2014 20:46:53
kozmik bir bahçeye uzanmak arzusu,,, ne güzel...

ama size başka bir şey söylemek istiyorum :)

şurada şu yazılar konacak alanın hemen üzerinde bir cümle var, deniyor ki

-Sizin yorumunuz?

bence soru işaretinin bunca anlamlı olmasını sağlayan özne
aslında soru olmayıp, sormadan yanıt alma geleneğidir...

sizin yorumunuz...her durumda sizin toplamınızdır aslında
yani ne söylenirse yanlış anlaşıla' bilinecek bir garip alan,,

şairin dünyayı algılama ve onu ''yorumlama biçemi'' okuruna nasıl
yansımış olursa olsun o esastır.,,

ve ki


'' tabelalar paslı ve siliktir burada
başarısızlar gibi içgüdülerini kullanarak girersin


neşeli bir çiçeğe konmayı reddettiğimde
gecenin tarlasında beyni ağzından dökülen insanlar
görünmemeye başlaya kadar gittim
özgür tasarımım gün ışığında işe yaramadı
nereye bulaşacağını bilemeyen virüslerle tanıştım
kaçtığım ve geldiğim yer aynı küçüklükte
"başta" her başarısız insanın solgunluğu
sonda "olmak kudreti" eriştiğim
hilelerle kazanılan dünyada
kestanelerini süslemekte olan masalcıyla
tualine isim düşünen ressamla
kırbacına pembe püskül takan çiftlik sahibiyle
siyahın üstüne pembe boyamaya çalışanla
kendini derisinin içinde yetiştirip taşlaşmaya başlayanla
aklına hayatı ve evreni sığdıramayanla
aynı biyolojik ölmek'teliği paylaşmıyorum ,,

şiirden alıntı yaptığım bu pasaj, hem çok sarsıcı hem de çıtayı yukarıya çeken bir sıçramaydı
ve ben bu yüzden çok sarsıldım.,,

ölmekteliği,,, bu söz l emekliği pek anlamıyorum ama :)


şiir ile...


Etkili Yorum
Metin Akdeniz
Metin Akdeniz, @metinakdeniz
29.8.2014 12:31:18
5 puan verdi
Şairin iç dünyası; tanıklık yaptığı, boğazına kadar suça bulanmış dünyanın ruhuna yansımasıdır.
ve acı, karışıktır. Kelimeler kırmızıdır. Kırmızı bir renk değildir, dev bir tımarhaneye dönmüş yeryüzünün merkezidir.

Sıradaki savaş
Sıradaki katliam
Sıradaki şair

Bazen sözcüklerin zindanıdır dünya
susturulmuş sözcüklerin
kanayan sözcüklerin
ve dünyayı kurtaramayan sözcüklerin


Ama şairleri de çıkartırsan aradan, ne kalır geriye
dünyayı çöle ve kan coğrafyalarına çeviren insanlar...

Biraz zor ama içine girince anlaşılır bir şiir
Tebrikler Pınar...
Erol URAZ.
Erol URAZ., @eroluraz-
29.8.2014 08:51:57
iyi gözler kötü gözlerin sürmesidir...

Tuttum bu ifadeyi.

Tebrikler.
srkn61
srkn61, @srkn61
29.8.2014 07:05:19
Anladıysam arap olayım. Ama bunu söylerken amaç şiiri kötülemek değil. Gerçekten anlamadığım için iyi veya kötü diyemiyorum. Ama şu bi gerçek bambaşka kalite kokan bi şiirdi tebrikler..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL