3
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1764
Okunma
Yaşıyor yaşıyor
yüzlerce milyonlarca çocuk
ne kadar çok ne kadar çook çocuk
gazetelerin altında ürküten satırlar
bileniyor
artık kaymıyorlar gökkuşağından
ne yağmur yağıyor ne bulut oluyorlar
zaman zaman gülmüyor ve zaman zaman kahkaha atmıyor kimseler
birçok yaratılan vardı
kimisi küçücük kimisi de çok büyük kendinden
oyabilirdi gözümü bunlar kötü bir kuş gibi
ama oynadılar büyüdüğüm bedende
siz çekilin olacaksa olur olacaklar
dillendirmeyin kötülüğü
dillendirin gerçekliği
uçsun
ak renkli saydam gözlü barış kuşları
kirle dolup kirle boşalan kafeslerinden çıksınlar
oradaydım
oradan kaçtım
ritimden bir kayık ile çil çil yalnızlığını içtim suyun
şarkılar şarkılar öldürecek bizi
belki şimdi belki yazıldıklarında en güzelleri
bir buhar ile baharında yeryüzünün
ince boynumda.
parıldayan her şey yıldızdır
parıldayan her şey yıldızdır
benim takılarım çocuklardır
ay tarağı ve sisli bir yağmurla
uzadı sakalları içimdeki adamın
değindi
ak sulardan kara sulara
o yaslandıkça
yırtıldı dalların yaprakları aşındı
insanlar geldi ve gitti
bir panayır gibi izledim onları
canlı renkli ve kalabalıktılar
çamurlar gibi şekil aldı organları
yeşil yemyeşil bir mezardı orası
nefes aldığımız
kayma kilit ince bir örtü gibi uçuştu
ben gökyüzünün altından gitmek istedim
işte şurası hayat
seni tanıyorum
dokundum ve birdaha dokundum
ve defalarca daha dokunabilmek için sana
aynı dili konuştuğumuz için
konuşmuyoruz artık
özgürlüğe görmeyerek bakmak
kış gibi soğuk yaz gibi sıcak bir his
ama bir yumru güneşin ölümü boğazımda
o yumruyla boğulmaya gidiyorum
belki yutkunduğumda itersin beni yaşam ağacı
yaslandım sana artık ip nerede diye sormasın kimseler
bir duman gibi yükselerek ve çok yükselerek
aklımda
boynuma kulağımı çevirdim
tüm giden çocuklar söyledi.
ölmek o kadar güzeldi ki kimse dönmedi geri
5.0
100% (9)