9
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
2184
Okunma

Gökkuşağı renkleri hep yan yana yaşamak zorunda
çünkü ayrılabilmeleri için birbirlerinden vazgeçmeleri
tercih edebilmeleri gerekiyor
henüz görüyorum vazgeçmiş sayılmazlar
Bunu kabul ettiklerinde belki ayrılabilirler
Bu da benim işime yaramaz
Ayrılmamalılar
Kabul etmediklerimiz
kabul ettiklerimizden fazlalaşmaya başlayınca
"düşünmeye zorlanıyor" isimli bir ekran beliriyor
Sürekli aynı şarkıyı söyleyen çocuğun
Beynimin sahnesinde ne işi var merak edemiyorum
Hiç büyümeden çocuk
hep aynı şarkıyı söylüyor
Boşlukta koşuyorsun boşlukta duruyorsun boşluğu fark edince düşüyorsun
Kumandaya uzanıp kapatmak için bile
bilimadamı olmaya çalışıyorum
Susmayan çocuğa kızmak için yeni cümleler buluyorum
ışığı sönmüş bir bilinçle kendini sürekli uyduran
Türlü şebekliklerle yanına gelen yaratık gibi
Bir evren geliyor yatağın ucuna
Ellerim aman Tanrı’m ellerim onu iteleyemiyor
Karabasan gözlerimde yüzüm türlü mimiklerle kirleniyor
Sonra hayır hayır
Hafızamı siliyorlar her şeyi unutacağım
Birazdan unutmaya başlarım
Evet başlıyor galiba unutuyorum
Unutmadan
O’ na dokununca başka evrende yaşlanıyorum
Ölmüş olmakla eşdeğer mi bilmem
Hafızamın yok olması ölmekten daha iyi değildir
İyiyse bile ellerim hep titreyecek
Aynı yaşta
Boşlukta koşuyorsun boşlukta duruyorsun boşluğu fark edince düşüyorsun
Bir spermin yaşama başladıktan sonra
Yaşamdan neler isteyeceğini annesi tahmin etmeye çalışırken
babasına göre bu iş kuşun yemini üflemek kadar basit
Yemi doldurduktan sonra kuş yemi yer
aslında kuş yemi aç olduğu için yer yada yemez
ama mutlaka gün içerisinde yer
Baba ya kuş toksa
Baba yemi aslında kuş yediği için üflemez
Sonuç olarak kuş aç olmayabilir aç olabilir
yemi yiyebilir yemi yemeyebilir
Baba ya kuş yoksa
Kafeste duruyorsun kafeste yiyorsun kafeste yaşıyorsun kafes açılınca kaçıyorsun
Sıcak yiyecekleri üfleyerek yemeyi akıl edemediği için
soğumasını bekleyen tek canlı türü hayvanlar olduğundan
baba yemi hiç doldurmamış olabilir
Kaçmış bir kuş kafeste özgür olmadığını kaçtıktan sonra anlayabilir
Ya kafes yoksa...
Aman Tanrı’m bir kafesmişim
Hemen yem baba hemen doyduğumda söz kaçmayacağım
Altımdaki odunlarla yükselebildiğim
ve yine o odunlar sayesinde alçalabileceğim
bir ateşin üzerinde duran kazanım
Ne garip benim içimde o ateş sayesinde kaynayan
bir ben dolusu su var içemediğim sıcaklığından
Bir kazan olmam ben olduğum gerçeğini değiştirmiyormuş
Ateşin üzerinde duruyorsun odunlar yanıyor içindeki su kaynıyor
İçemiyorsun
Kitap koltuk cam masa tencere bilezik kürek gemi
Gemi gemi gemi
Bunların hepsi olabildiğimde evren bana şöyle der
"gözlük saat tren yastık neden bunları da olmuyorsun
senin için icat edilmiş olan maddeler seni kullanmıyor mu sanıyorsun"
Ben de şöyle derim
Okul iş yeri meydan deniz sinema gar
G. Ga. Gar.
bunlar ben olmasam da olacaktı çünkü başkaları var
Başkaları varolduğu sürece bunlar yaşar yaşatırlar
Tekrar şöyle der
"Bu senin olmama olasılığın onların değil"
Evrende yaşıyorum evrende duruyorum evren olduğuma inanmıyorum
Ben olmayınca tüm bunlar olmayacaksa
neden ben tüm bunlar olamayacak kadar kibirli ve bilgisizim
Hepsini olamamak hepsini olabilmekten daha mı zor
Baba yemi üflediğinde boş kabuklar olmalıyım
Az önce belki de olmayan kuşun Yeminin boş kabukları
bunu yapabilir miyim ne varsa görünen ’ben.sem
O yemi yiyecek kafesten kaçacak ve o yemi üfleyeceğim
Hiçbir dahiyle tanıştırmadım yalnızlığımı
Ve hiçbir dahi ile tanışmadım yalnızlığım kadar
Sopadan yapılan atlar gerçeklik üzerlerine binince kırılırlar
Aşk.
Gerçek atlarla karşılaşıldığında
Gerçek atlara dokunulduğunda
Ve sen ve sen beni hep arkamdan bulacağın için
Var
Denizin ortasında aşkın doğduğu gemide yaşıyorsun
Denizin altından dramatik başlıklarla yansıtıyorsun bunu bana
Kim bilebilir düşmanının bir melek olduğunu savaş anında
Kim bilir bir ağacın meyvelerinin aslında onun gözleri olduğunu
Zamanın ve doğanın birbirlerini işgal eden
Aşkın ve yalnızlığın birbirini meşgul eden
iki ayrı ama aynı gerçeklik
Hadi yürü
Hadi bas
Hadi öp
Toprağım ben ölebilirsin üstümde
Gri sakalların ve gri saçların
Bu benim olasılığı yüksek evrenim dökülmüyorlar
Aşk.
Diri rüzgarların son bulduğu bir cennet
Diri rüzgarlar savaşta üç kat daha değerlidir
Değersizleşmiyorlar
Zaman ve insan ne yapacağını bilmeyen karar verememiş iki hançer
İyilikte kötülüğün öğüdü veriliyor
kötülükte iyiliğin hiç bir anlamı yok biliyorum
Pek az şey mutlu ediyor
Çok şey üzüyor
Çok şeyi zaman geçiyor gökyüzünün kalbinde
Çalışıyor kalp kuvvetle
Buradan kaçmaya çalışmayacak kadar buralı oldum
Kulaktan hızla azalan dalgıç çanları...
Yol hep az kalacağını düşünerek yürüyeceğim bir şey değil
Yol oldum
Savaştan kalma barış G.Ge.Gemileri
Kaptan savaş başlıyor Kaptan savaş başlıyor
bu bir ödül değil
Denize evlerine yataklarına götürüyor insanlar G.Ge.Gemileri
Bu gemiyle sonsuz bir tatile çıkılmayacağını biliyorum
Baştan aşağı çözülemeyen frekanslarla yüklüyüm
Çalışan kalplerin niteliği bozuldu sistem taranıyor
bu demir yığını bu demir yığınının Tanrı’sı var
İşte bu Yüzden yolum var
Hafızamı siliyorlar
kötü bir ressamın boyasız bıraktığı insanlara dönüşüyorsun
Gözlerimde şimdi gidecek olan güçlü bir Kaplan var
Söylediğim ben
Yol hazır beklemeli Kaplan yürüdüğünde
Korkacaklar bellidir Kaplan yürüdüğünde
Güçlü bir yol sonu olmak gerekir Kaplan yürümeyi bitirdiğinde
At toprak aşka ve...
Endülüs’üm
...
5.0
100% (29)